Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (sas)' in : " Evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu da günahlardan kurtuluştur .. " diye müjdelediği Ramazan ayında, inanıyoruz ki inşallah, günahlardan azade olunmuş biri olarak uzun maratonun sonucunda kurtuluş ipini göğüslemişizdir. Bunu gerçekleştiren müminler için Cenab-ı Hakk Kur'an'da : " Yiyiniz, içiniz afiyetler olsun, işlediğiniz amellerinizden dolayı. " buyuruyor.( Tur; 52/19) Biz ümitliyiz. Çünkü mümin kullar Allah'tan ümidini kesmezler. Noksanlıklarla dolu olsa da sırf O'nun yüksek rızasını kazanmak için sahura kalktık, oruç tuttuk, iftar ettik, Teravih namazlarını kıldık.. O'nun va'dine güveniyoruz.. Ve bunun için kurtuluşumuzun sevinciyle bayram yapıyoruz.. Bilindiği gibi bayramlar neşe ve sevinç günleridir. Bu sonuç ferdi değil toplumsal yaşanırsa gerçek bayram anlamını kazanır. Bunun için ilk görevimizi bayram namazını kılmakla yerine getirmek, ondan sonraki görevimiz ziyaretçileri beklemek, ya da ziyaretlerde bulunmaktır. Özellikle büyük şehirlerde bu pek kolay olmasa da bunu yapmak zorunayız. Evimize çekilip televizyonun karşısında, ya da uyku ile vakit geçirmek veya uzak yerlere tatile gitmek, bayramı bayram olmaktan çıkarır, sadece bir tatil havasına büründürür. Hâlbuki tatil senenin her gününde yaşanabilir. Fakat bayram öyle midir? Onun günü belli, tarihi bellidir. Ancak o günlerde bayram yapılabilir Maalesef son zamanlarda bu yanlışlıklar çok aileler tarafından işlenmektedir. Onu zamanında değerlendirmemek dini ve örfi olan bir geleneğin en azından kendi ailesinde kaybolmasına kendi eliyle yol açmaktır. Öyle ise bayramı bir vesile bilmeliyiz.. Allah-u Teala'nın bize bahşettiği bir imkan olarak değerlendirmeliyiz.. devletimizin de bayram günlerini tatil yapması birbirimizle kaynaşmak, selamlaşmak, ziyaretleşmek, tebrikleşmek için bizlere tanıdığı bir imkan olarak düşünmeliyiz. Ve maksadına uygun olarak değerlendirilmek üzere programlar yapmalıyız. Herkesin üzerine farzı ayn olan sıla-ı rahmi gerçekleştirmek için bayramlarımızı bir fırsat bilmeliyiz. Hayatta iseler öncelikle ana ve babalarımızdan ve birinci derecedeki akrabalarımızdan başlamak üzere eş ve dostlarımızı, komşularımızı ziyaret etmeliyiz. Unutmayalım ki bu, yerine getirilmesi gereken, bir angarya değil, Allah'ın rızasını umanlar için dini bir görevdir. Lütfen ihmal etmeyelim. Şayet şu saydıklarımızı bir görev olarak bilip de başka zamanlarda yerine getiremiyorsak bilelim ki günah işliyoruz. Bu ihmal rızkın daralmasına, evde huzur ve bereketin azalmasına ve Allah'ın rahmetinden mahrumiyete sebep olan büyük bir hatadır. Hadisi şerifte böyle haber veriliyor.Hiç olmazsa böylesi tehlikeleri bertaraf için bayram günlerini fırsat bilip değerlendirmeliyiz.Külfetli de olsa, meşakkatli de olsa.. Unutmayalım ki amellerde sevabı artıran önemli bir unsur da amelin meşakkatidir. Buna katlananlar bayramın sevincini ve sevabını artırır. Bayram münasebetiyle hastalar, hapishaneler, düşkünlerevi, çocuk yuvaları, fakir ve muhtaç kişiler kimsesizler, yaşlılar ziyaret edilmelidir. Bunlar da bir mümin olarak görevlerimiz arasındadır. Dargınların barışması ve barıştırılması konusunda da bayram bir fırsat bilinmelidir. Mübarek Ramazan Bayramınızı kutlar, şahsınıza, ailenize, ülkemize, bütün Müslümanlara ve tüm insanlığa huzura vesile olmasını Cenab-ı Mevla'dan niyaz ederim...
* * * Peygamberim huzura kabul et beni Dertlerimi bir bir demeye geldim Adım adım dolaştım kutsal beldeni Güzide ashabın görmeye geldim
Allah'ın evi, muazzam Ka'be'yi Tavaf edip rahmete ermeye geldim Işığa âşık kelebek gibi Çevresinde dönmeye, dönmeye geldim.
Veda hutbende mesaj yerinde Arafat'da duaya vakfeye geldim İsmail misali boyun eğerek Mina'da yoluna kurbana geldim
Aşkın ile param parça gönlüme Merhem dilenmeye dermana geldim Tüm dertlerin sende âb-ı hayatı Yudum yudum ondan tatmaya geldim
Âlem-i Ervah'da verdiğim söze Sadakat yemini etmeye geldim Ümmetin olmaya ahdim var idi İmzalı dilekçem vermeye geldim Cennet bahçesi nurlu Ravza'na Ta'zim ile rızan almaya geldim Gönlümde açılan sevgi gülünü Buket buket sana sunmaya geldim
Aşıkım ne olur sen de sev beni Sevmezsen "mahvoldum" demeye geldim Sevgine lâyık gördünse beni Verilen rütbeyi takmaya geldim
Mübarek Ravza'na izin ver gireyim Karamış yüzümü sürmeye geldim Adalet mizanı senin dilinde Günahkâr nefsimi davaya geldim
Bildirdin bizlere dostu düşmanı Düşmanım nefsimdir yenmeye geldim. Kovma kapından Yâ Resûl! Ne olur! Dönmek için değil kalmaya geldim
Cennet bahçesi nurlu Ravza'na Ta'zim ile rızan almaya geldim Gönlümde açılan sevgi gülünü Buket buket sana sunmaya geldim
Aşıkım ne olur sen de sev beni Sevmezsen "mahvoldum" demeye geldim Sevgine lâyık gördünse beni Verilen rütbeyi takmaya geldim
Mübarek Ravza'na izin ver gireyim Karamış yüzümü sürmeye geldim Adalet mizanı senin dilinde Günahkâr nefsimi davaya geldim
Bildirdin bizlere dostu düşmanı Düşmanım nefsimdir yenmeye geldim. Kovma kapından Yâ Resûl! Ne olur! Dönmek için değil kalmaya geldim