İmanımızın ölçüsü, aklımızın rehberi, Peygamberimizin ahlakı, Allah'ın kelamı Kur'an-ı Kerim'in inzaline başlandığı mübarek bir gece... Kadir GecesiMümin kul için, içinde Kadir Gecesi bulunmayan bin aydan daha hayırlı olan bir geceRabbimiz Kur'an' da bize şöyle tanıtıyor bu geceyi: "Biz onu (Kur'an'ı) Kadir Gecesi'nde indirdik. Kadir Gecesi'nin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir gecesi, bin aydan hayırlıdır. O gecede Rab'lerinin izniyle melekler ve ruh (Cebrail), her iş için iner dururlar. gece esenlik doludur. Ta fecrin doğuşuna kadar " (Kadir Suresi; 97/1-5) Kadir gecesi, bizlere Allah-u Teâlâ'nın büyük bir ikramıdır. Bu geceyi layıkıyla ihya edenler sanki seksen üç yıl Allah'a ibadet etmiş gibi uzun yılların ibadet sevabını kazanırlar. Her amelinde Allah'ın rızasını arayan mümin kul için bundan daha büyük bir ikram ve lütuf düşünülebilir mi? Ramazan ayı, Kur'an ikliminin yaşandığı aydır. Kadir Gecesi de bu iklimin sebebi olan Kur'an güneşinin doğduğu gecedir. Öyle ise bu gecenin ibadetlerinden biri, bol bol Kur'an okumaktır. Bunun için de hafız olmak şart değildir. Bildiğiniz sureleri Allah'ın rızasını umarak okumanız da yeterlidir. Hatta Kur'an'ın tercümesini açıp da yine Allah'ın rızasını umarak, ihlâs ile okumanız bile Rabbimiz katında sevaba vesile olan bir ibadettir. Şüphesiz Kur'an okumak, onu yalnız göz ile takip edip, dil ile tekellüm etmek değildir. "Kur'an'dan size öyle bir şey ihsan ediyoruz ki, o şifa ve müminler için bir rahmettir" ayeti kerimesindeki ilahi hikmeti bilip onunla amel etmek ve onun sunduğu şifaya kavuşmak için okunmalıdır. Kur'an öyle okunmalı ki ; onu okuyan kul, Allah aşkından, Peygamber sevgisinden başka aşk ve sevgi aramamalı... Onu okuyan dudaklar, susuzluğa kanmalı, başka serinletici aramamalıdır... Onu okuyan dilin sahip olduğu beden, onun manevi rızkı ile beslenmelidir... Onu okuyan akıl, rehberini bulmalıdır... Onu okuyan göz hakikati görmelidir... Onu işiten kulak gerçeği duymalıdır... Onu okuyan bedeni taşıyan ayaklar, sıratı müstakimde yol almalıdır... Ve onu okuyan bedenin Kur'an öyle okunmalı ki ; onu okuyan kul, Allah aşkından, Peygamber sevgisinden başka aşk ve sevgi aramamalı... Onu okuyan dudaklar, susuzluğa kanmalı, başka serinletici aramamalıdır... Onu okuyan dilin sahip olduğu beden, onun manevi rızkı ile beslenmelidir... Onu okuyan akıl, rehberini bulmalıdır... Onu okuyan göz hakikati görmelidir... Onu işiten kulak gerçeği duymalıdır... Onu okuyan bedeni taşıyan ayaklar, sıratı müstakimde yol almalıdır... Ve onu okuyan bedenin bedenin tüm hücreleri onun manevi sıcaklığında erimeli, Allah ile bir olmalı, Allah'tan geldim, yine O'na döndürüleceğim, ilahi ihtarına boyun eğip kulluk görevini bilmelidir... Ayrıca , bu gecede bol bol kaza ve nafile namazlar kılıp bağışlanmamız için dualar etmeliyiz... Akıtacağımız nedamet göz yaşlarımızla bir daha şeytana uymamak üzere kesin söz verip, şeytanımızı gerçekten boğmalıyız.. Meşru isteklerimizi çekinmeden Allah'a arz etmeliyiz bu gecede." İsteyin vereyim" vaadine sığınarak isteklerimizi bir bir Rabbimize sıralamalıyız.. Bu Rabbimizin çok hoşuna gider.. Ve bol bol dua ve zikirle bu geceyi geçirmeliyiz.. Ayrıca bu gecenin feyiz ve bereketinden gerektiği şekilde yararlanmamız için gündüzünü bol bol sadaka verip iyilikler yapmak suretiyle gece ibadetine ruhen hazırlanmalıyız ve dualarımızın kabulü için ortam hazırlamalıyız. Çoluk çocuğumuzla da ev içinde tebrikleşmeyi ve bu geceyi bir bayram gecesi haline getirmeyi de ihmal etmemeliyizKandiliniz mübarek olsun. Cenab-ı Hakk feyz ve bereketini artırsın. Yapacağınız ibadetlerinizi kabul buyursun. En büyük şefaatçi olarak bildirilen Kur'an'ın büyük şefaatine cümlemizi nail eylesin. Âmin!..