Kureyş'in ileri gelenlerinden bir heyet Haşimoğulları'nın reisi ve Peygamberimiz'in koruyucusu durumunda olan amcası Ebu Talib'e gelerek; O'nu bu davasından vazgeçirmesi için tehdit ettiler: "Artık sabrımız kalmadı. Ne olacaksa olsun, iki taraftan biri yok olsun da diğeri kurtulsun." Ebu Talib, durumun nazik olduğunu anladı. Bütün Kureyş'e karşı koyacak güçte değildi. En iyisi yeğenine durumu anlatmaktı: "Oğlum, sen yine dinine göre yaşa, fakat onların putlarını tenkit etme. Biraz idare et. Kendini de, beni de koru, bana gücümün yetmeyeceği yükü yükleme" dedi. Hz. Peygamber, üzüldü bunaArtık amcası da kendisin koruyamayacaktı. Gözleri doldu... Ve amcasına: "Ey Amca! Allah'a yemin ederim ki, onlar sağ elime güneşi, sol elime de ayı verseler ben yine görevimi bırakamam" dedi ve ayrılmak üzere yanından kalktı. Buna dayanamadı amcası Ebu Talib: "Ey kardeşimin oğlu! Yemin ederim ki hiç bir zaman ve hiç bir şekilde seni yalnız bırakmayacağım" diyerek ona destek verdi. Haşimioğullarını da toplayarak durumu anlattı ve onların da desteklerini sağladı. Ebu Leheb'den başka herkes destek vereceklerine O'nu koruyacaklarına söz verdilerKureyş'in ileri gelenleri, Ebu Talib'e yaptıkları başvurudan bir sonuç alamayınca, bizzat Peygamberimiz'e geldiler: "Ya Muhammed! Sen, soy ve mevkice yükseksin. Şimdi aramızda hiç kimsenin yapmadığını yaptın. Bundan maksadın zengin olmaksa, seni kabilenin en zengini yapalım. Reislik istersen seni başkan seçelim. Evlenmek düşünüyorsan, Kureyş'in en asil ve en güzel kadınlarıyla evlendirelim seni. Cinlerin kötülüğüne kapılmışsan seni tedavi ettirelim. İstediğin her fedakarlığa katlanalım. Yeter ki davandan vazgeç" dediler. Hz. Muhammed de onlara: "Söylediklerinizin hiçbiri bende yok. Ancak, Rabbim beni size Peygamber gönderdi. O'nun emirlerini sizlere tebliğ ediyorum. İman ederseniz, dünya ve ahirette mutlu olursunuz. İnkâr ederseniz, Cenab-ı Hakk aramızda hükmedinceye kadar sabredip bekleyeceğim. Putlara tapmaktan vazgeçip, bir olan Allah'a ibadet edin" diyerek görevini yeniden hatırlattı ve dünyalık hiç bir şeyin kendisini davasından vazgeçiremeyeceğini bildirdi.. Onlar da, "Bizim 360 tane putumuz, Mekke'yi idare edemezken senin bir tek Allah'ın dünyayı nasıl idare eder?" diyerek kızgın bir şekilde yanlarından ayrıldılar.
Yıl: M. 616 Hz. Hamza'nın Müslüman Oluşu
Peygamberimizin amcası ve süt kardeşi Hz. Hamza, orta boylu, heybetli, güçlü, kuvvetli, sağlam yapılı, vakar sahibi biriydiAvlanmayı sever, sık sık kılıcını, okunu kuşanıp avlanmaya çıkardıMekke'de nişancılığı ile ün salmıştıHaksızlığa tahammül etmez... Haksızlara çekinmeden karşı çıkardıPeygamberliğin 6. yılı idi. Peygamberimiz bir gün Safa tepesinde otururken, İslam'ın ve Müslümanların baş düşmanı Ebu Cehil, oradan geçerken Peygamberimizi gördü. Kötü söz söyleyip eliyle de hakarette bulundu. Peygamberimiz ise ona herhangi bir cevap vermeden oradan uzaklaştı. Fakat, Abdullah İbn-i Cüd'an'ın cariyesi Peygamberimize yapılan bu elle saldırıyı görmüştü. Bundan dolayı da çok üzüldü. Onu şikâyet için fırsat kolladıTam bu sırada avdan dönen Peygamberimiz'in amcası Hamza'nın yanına koştu. Peygamberimiz'e yapılanları bir bir anlattı. Hz. Hamza henüz Müslüman değildi ama kardeşinin oğluna yapılanlara gönlü razı olmadı, bundan dolayı çok üzüldüHamza, av dönüşü adeti üzere önce Ka'be'yi ziyaret ederdi. Doğruca Ka'be'ye gitti. Orada Ebu Cehil'i halkın arasında otururken gördü. Ona yaklaşarak, "Sen misin kardeşimin oğlu Muhammed'e hakaret edip, eliyle kötülük yapan. Gücün yetiyorsa ona yaptıklarını bana da yap" dedi ve elindeki yayla kafasına şiddetle vurdu. Yanındakiler Hamza'ya saldırmak istediler ama, Ebu Cehil, Onun Müslüman olacağından endişe ettiği için buna mani olduDurun vurmayın, Hamza haklıdır. Ben onun kardeşinin oğluna hakaret ettim, dedi. Hamza yanlarından ayrıldıktan sonra, neden ona karşılık vermemize mani oldun? diyenlere "Siz ne yapıyorsunuz, Hamza kızar da gerçekten Müslüman olur" dedi ve endişesini belirtti. Hamza, oradan ayrıldıktan sonra Peygamberimiz'in yanına gitti.. Olanları anlattı. Öcünü aldığını söylediPeygamberimiz de memnun olduğunu, fakat Müslüman olursa daha çok sevineceğini ona söyledi ve İslam'a davet etti. Bu davet üzerine Hamza da Kelime-i şahadet getirerek Müslüman olduHz. Hamza'nın Müslüman olmasıyla Müslümanlar güçlü ve kuvvetli bir dost kazandı. Ebu Cehil de büyük moral bozukluğu içinde korktuğuna uğradı.