Sohbet Tarihimizden gelen ve dini inançlarımızla güçlendirilen büyüğe saygı, küçüklere şefkat hayatımızda önemli yer tutar. Bu duygularla dolu olmak mili ve dini görevlerimizdendirFakat ne yazık ki son zamanlarda şikâyet ettiğimiz konulardan biri haline geldi adetaBüyük küçük dengesi bozulduÖzlemini çeker duruma geldikBuna rağmen bu güzel âdetimizin kaybolmaması için bize düşen görevi yerine getirmek zorundayız, kaybolmasına seyirci kalamayızÇünkü inançlarımızdan neşet eden bu güzel âdetimiz cemiyetimizdeki birliğin, dirliğin ve güvenin vazgeçilemez unsurlarındandırYaşlılarla küçüklerin başkalarından bekledikleri şey, aynıdır. O da; sevgi. Sevgi; bir çiçek buketidir. Onu, yaşlılara sunarsanız saygı, küçüklere sunarsanız şefkat olurOnun rayihası ise karşılıklı güvendir. O da cemiyete hayat verirAncak sevgi ve saygının kişinin gönlünde bulunması yeterli değildir. Yaşlılar da, küçükler de bunun gerçekleşmesini isterlerTezahürünü beklerResulüllah (sas) yolda rastladığı çocuklara selam verir, ihtiyaçlarını giderir, saçlarını okşar, onları severdi. Torunlarından Hasan ile Hüseyin'i bağrına basar; benim cennet kokularım diye öper okşardıResulüllah (sas) yaşlılara karşı da hürmetkârdı. Onlara yardım elini uzatır, ihtiyaçlarını giderir, ikramda bulunurduİbnu Ömer (ra) anlatıyor; Resul-i Ekrem , " Size bir kavmin büyüğü gelince onu büyükleyin ikramda bulunun." buyurdu, diyorToplumumuzda çok ihtiyaç duyduğumuz bu güzel duyguların kaybolmaması ve hatta gelişmesi için Resulüllah (sas) bir hadislerinde şu müjdeyi veriyorlar ve buyuruyorlar ki : "Her hangi bir genç, yaşından dolayı bir ihtiyara hürmet ederse, Cenab-ı Hakk da ihtiyarladığında ona hürmet edecek kimseler halk eder..." Büyüğe saygı ve küçüğe sevgi konusunda sevgili Peygamberimiz öyle önemle durmuşlardır ki, adeta İslam camiasından dışlanacaklarına ikazda bulunmuşlardır. Ve buyurmuşlardır ki : "Büyüklerine saygı, küçüklerine merhamet göstermeyen bizden değildir". Görüldüğü gibi konunun iman açısından da hiç de hafife alınamayacağı bu hadis-i şerifte açıkça ifade edilmektedirSaygı ile saygısızlık birbirine çok yakın, sınır çizgide bulunurlar. Saygı gösterilmesi gereken yerde bu gösterilmezse, orada hemen saygısızlık ortaya çıkar. Dolayısıyla saygısız damgası yememek ve Resulüllah'ın belirttiği şekilde Müslümanlar arasından dışlanmamak için Nebevi emre uyup bu güzel âdetimizi yaşayarak örnek olmak görevimizdir. Bazen fedakârlığı gerektirse de, bunu yapmak zorundayız