Gencecik insanlar yığılıp kalıyor futbol sahalarının ortasında. Galler- Azarbeycan maçında geçen hafta aynı şeyler oldu yine... Geçenlerde bizim eski Fenerbahçeli Ümit Özat takımı FC. Köln'ün Karlsruhe SC ile yaptığı maçta düştü olduğu yere. Benzer olaylar olmadı değil geçmişte. İlk gördüğüm benzer vaka 2003 FİFA Konfederasyon Kupası karşılaşmasında (Kamerun-Kolombiya) Vivian Foe'ninbaşına gelmişti. Genç oyuncu oyuncuyu oyunun sonlarına doğru yitirmiştik; benzer bir şekildeVivian Foe sahanın ortasına yığıldığında herkes ne olduğunu anlamadı önce. Ölüm haberi arkadaşlarına maçtan sonra iletildi. Gökyüzüne çıktı Foe. Bunu aynı takımdan olmasalar bile futbolcu 'arkadaşlarının' -bir mecaz yapıp biz onlara futbol emekçileri diyelim- attıkları golleri parmaklarıyla gökyüzünü göstererek Vivian Foe'ye ithaf etmelerinden anlamıştık! Anlamanın içimizi acıtan bütün anlamlarıyla. Foe gencecik bir futbolcuydu. Ulusal formanın yanında kariyerini İngiltere'de sürdürüyordu. Hastaydı. Rivayet o ki; Foe dizanteri tedavisi görüyordu. Karısı maçtan önce bu turnuvada oynamaması gerektiğini söylemiş Foe, meşin yuvarlağa duyduğu sevgiden mi, galip geldiklerinde alacağı primlerin yaşam standardını ne kadar yükselteceğine duyduğu meraktan mı bilinmez maça çıktı ve santra yuvarlağının içinde yığılıp kaldı.
Foe ilk değildi, tek de olmayacak. 1980'lerde Eskişehirspor'un genç milli kalecisi Sinan askerden geldiği gün çıktığı idmanda kalp krizi geçirip ölmüştü. Sahada biten başka bir örnek de yakın zamanda yaşandı, Muğlaspor'lu bir genç 'göğüs istobu' yaparken düştü sahaya. Trafik kazalarından ölenleri vaka-i adiyeden sayar olduk. O ölümler başka bir terörizmin mağdurları. Derdimiz sağlık kontrollerinin yetersizliği. Futbolcuların ülkedeki statüleri zaten belli değil. Bundan birkaç yıl önce bir yetkili dok işçileriyle aynı statüde sayıldıklarını, sigorta kesintilerinin normal işçide olduğu gibi yansıdığını ve 50-60 yıllık sigorta baremini doldurduklarında emekli olabileceklerini söylemişti. Sevsinler... 50- 60 ha!!! Bir futbolcunun en çok 40 yaşına kadar futbol oynayabileceğini daha doğrusu fiziksel açıdan ancak 40 ve dolayındaki yaşlara kadar ayakta durabileceğini bilmesek inanacağız. Durum futbolun lortları için farklı elbette ki. Onlar trilyonların sahibi. Ama mutlu bir azınlık olarak varlar. Türkiye'de özellikle ikinci ve üçüncü liglerin en iyi durumdaki takımlarını yok sayarsanız yoğun bir işsizler ve geleceği olmayanlar ordusu çıkar ortaya. Amatör futboldan ya da spordan hiç bahsetmiyorum. Bu ülkede kimse -belki yakın zamanda biraz daha titizler- futbolcu sağlığı ya da spor sağlığı diye bir şeyi aklına bile getirmez.
(Devamı yarın)