Saldırgan güruhun içinde tek tük de olsa Ermeniler ve Rumlar vardı; bazı malların üstüne onlar yattı.
* Sahici bir şey midir bu gayrimüslimlerle dostluk hikayemiz? Evet, doğrudur. Bakın yalnız bir şey anlatayım; bizim babamız Kurtuluş'ta Eskişehir Mahallesi Muhtarı idi. 'Baba' diye anılırdı. Bir akşam şakalaşıyordu; Alt katımızdaki Ermeni amcayı keseceğim' diye. Biz hemen aşağı koşup o Ermeni amcaya 'Babam seni kesecekmiş, biliyor musun?' diye şaka yapmıştık. Gülüyorlardı...
* Peki o geceden sonra ne oldu? Bir gecede kesildi her şey. Sıkıyönetim ilan oldu. Herkes sustu. Bütün şehir susmuştu. O geceden sonra ev ev dolaşıp suçluları tespit ettiler. Bazıları o evlerdeki insanları tespit edip gösterdi. Olaylara katılan binlerce insan tutuklandı. Aslında bir şey daha var; o gece yani yağmanın olduğu gece saldırgan güruhun içine bazı Rum ve Ermeniler de sızmıştı. Bir çikolata üretim atölyesinde kapıcılık yapan bir adam, şimdi çok büyük bir çikolata firmasının sahibidir. Bunlar da oldu, olmadı değil. Ama çok azdı tabii.
* Saldırıya maruz kalan Ermeniler ve Rumlar ne yaptı? Çok korktular. O günden sonra öbek öbek kendi vatanlarına döndüler. Parçalanan aileler oldu.
* Ya buradaki mal varlıkları? Onlar ne oldu? Bütün o mallara yani taşınmazlara burada yaşayanlar el koydular. Bir ara Osmanbey'deki dükkanları yağmaya girişmişler ama sahipleri namaza durunca vazgeçmişler. Kötü görüntülerdi. Gerçi öldürmek amaçlı saldırılar değildi bunlar. Sonradan talimatı böyle aldıklarını itiraf etmişlerdi...