Annesinin vefatı
Peygamberimizin babası Abdullah, Peygamberimiz daha dünyaya gelmeden çıktığı bir yolculuktan dönerken Medine'de, o günkü adıyla Yesrib'de hastalanmış ve dayılarının yanında bir süre hasta yattıktan sonra, yakalandığı hastalıktan kurtulamayarak vefat etmiş ve öldüğü yere gömülmüştüYani, Peygamberimizin babası Abdullah'ın mezarı Medine'de idiDolayısıyla, Medine şehri; Peygamberimiz ve annesi Âmine için özel bir öneme haizdiBunun için, Hz. Âmine sık sık Medine'ye gider hem akrabalarıyla görüşür, hem de kocası Abdullah'ın mezarını ziyaret ederdiAynı amaçla Hz. Âmine, milad577 yılında, yanına oğlu Muhammed'i ve hizmetçisi Ümmü Eymen'i de alarak Medine'ye gittiOrada, dayıları sayılan Neccaroğulları'ndan Nâbiga'nın evinde bir ay misafir kaldılarPeygamberimiz'in babasının mezarı da bu evin avlusunda idiMisafir kaldıkları sürede Peygamberimiz, babasının mezarını doya doya ziyaret etti ve yüzünü görmediği babasıyla hasret giderdiAyrıca, orada bulunan bir gölcükte de bol bol suya girip yüzmeyi öğrendiHz. Amine, Medine'de bazı kişilerin küçük Muhammed'in davranışlarından bir takım şeyler sezerek onunla fazla ilgilenmelerinden endişeye kapıldı ve burada daha fazla kalmanın çocuğu için tehlikeli olacağı düşüncesiyle Mekke'ye dönmek üzere Medine'den ayrıldı. Ancak Medine'ye 23 mil uzaklıkta bulunan Ebva'ya geldiklerinde Amine şiddetli bir hastalığa yakalandı. Hastalık uzun sürmedi, vefat etti. Ve öldüğü yer olan Ebva'ya gömüldüO zaman Peygamberimiz altı yaşında idiYüzünü görmediği babasının mezarını bol bol ziyaret ederek baba hasretini gidermeye çalışan küçük Muhammed, şimdi de henüz sevgisine doyamadığı annesinden ayrılmıştıYalnız kalmıştı küçük MuhammedAncak O'na, sadık hizmetçileri Ümmü Eymen sahip çıktıVe Peygamberimizin daha sonraları "Annemden sonra annem" dediği bu hatun, küçük Muhammed'i bağrına basıp, sağ salim Mekke'ye getirdi ve dedesine teslim etti
Dedesi Abdulmuttalib'in Vefatı
Peygamberimiz, annesinin vefatından sonra altı yaşından itibaren dedesi Abdulmuttalib'in yanında kaldıAslında Hz. Muhammed, doğumundan beri dedesinin himayesinde bulunuyordu zatenDedesi O'nu çok severdiKa'be'nin gölgesinde kendisine ait olan ve hiç kimsenin oturmasına müsaade etmediği minderine, O'nun oturmasına ses çıkarmazdıAbdulmuttalib, odasında yalnızken veya uyurken ondan başkasının yanına girmesine izin vermezdiPeygamberimiz gelmeden sofraya oturmaz, gelince de O'nu yanına alırdıYiyeceklerin en güzelini O'na yedirirdi.. Aslında bütün bunları O, hak ediyorduBir defa çok akıllı idi. Yaşının üzerinde olgundu. Bir çok konularda beklenmedik cevaplarla çareler bulurduAile içinde ve dışında herkes O'nu severdiÇevresindekiler bile O'na o kadar çok güven duyarlardı ki, yağmur duasına çıkarken O'nu yanlarına alır ve O'nun ismini zikrederek Allah'tan yağmur yağdırmasını isterlerdiKaybolan eşyalarının bulunmasında onun yardımına başvururlardı.. Milad579 yılında dedesi Abdulmuttalib hastalandıÖlümünün yaklaştığını hissedince; çok sevdiği ve iki yıldır yanından hiç ayırmadığı torununu sağlığında güvenilir birine teslim etmek istediBu maksatla oğullarını huzuruna çağırdıAmcalarından Ebu Leheb, önce davranarak Hz. Muhammed'i himayesine almayı önerdi. Abdulmuttalib O'na : "Senin servetin çok, lâkin merhametin az, kalbin katıdır. O'na bir kötülük yapmandan korkarım, bu yüzden sana teslim edemem" dediEbu Talib yanına almak istediFakat onun da mali durumu zayıftıAcaba torunu Muhammed, onun yanında mağdur olur muydu? Diğer oğulları da yanlarına almak istediler fakat, haklarındaki çeşitli mülahazalarla kimse bir türlü karar veremediBir de Muhammed'e soralım, kimin yanında kalmak ister, dediVe sordularKüçük Muhammed, koşarak öz amcası Ebu Tâlib'in boynuna sarıldı. Abdulmutalib torununun bu seçiminden dolayı son derece memnun oldu, rahatladı. Çünkü Ebu Talib, hem Peygamberimizin öz amcası, hem de Peygamberimize karşı içten sevgisi olan biriydi. Şefkat ve merhameti de bolduBu olaydan birkaç gün sonra dedesi Abdulmuttalib de vefat ettiO zaman Peygamberimiz sekiz yaşında idi
* * *
Müminin iman gülleri
Açar ramazan ayında
Şahlanır aşk bülbülleri
Uçar ramazan ayında
Dinle Kur'an'ın sesini
Siler içimin pasını
Sekiz cennet kapısını
Açar Ramazan ayında
Orucu zannetme zahmet
Yetir ki sen ona sabret
Melekler üstüne rahmet
Saçar Ramazan ayında
Ayırma Allah'ım dinden
Beni senden seni benden
Âşık kurtulur nefsinden
Geçer ramazan ayında
Kaldır at kötü huyunu
Çünkü o şeytan oyunu
Deryami zikir suyunu
İçer ramazan ayında
Âşık Deryami