Şimdi siz yukarıya yazdıklarımı okuyunca "El şiiriyle hediye vermeye girilir mi?" demeyin. Şair şiiri yazıp da gün ışığına çıkardı mı bir kez. O artık kamuya açık hale gelir. Kaldı ki son derecede naif bir düşünce bu. Birkaç mısra okuyup, hatır soracak, kutlayacağız, armağan sunacağız sevdalıya...
Siz de yapabilirsiniz yeri gelince. Diyelim ki bir Edip Cansever şiiriyle yapabilirsiniz mesela:
"Gitsem de her yerde biraz vardır hatırda zamansız bir plak/
Bir otel kapısı, biraz istasyon vardır o seninle birlikte olmak/
Buluşur çok uzaktan ellerimiz ve nasıl göz gözeyiz/
Ansızın bir infilak!.."
Yani ister uzağınızda ister çok yakınınızda olsun, sevgilinize sunacağınız bir buket şiir, en pahalı armağandan daha anlamlı olacak...

ŞU SENİN BULUTSU SESİN!..
Aşk, sevgi, ayrılık ve hüznü şiirlerinde dile getiren şairler, yüzyıllardır insanoğlunun bu konudaki duygularına seslenerek, onların söylemek isteyip de söyleyemediklerini dizelerine taşımadılar mı? Türk şiirinde de önemli bir yere sahip olan aşk teması, kimi kez mesela yine Cemal Süreya'nın;
"Şu senin bulutsu sesin var ya. Uçtan uca tersyüz ediyor geceyi" dediği dizelerdeki gibi beklenmedik bir etkiye dönüşmez mi?
Belki de Mehmet Çetin'in dile getirdiği:
"Kalbimdi kendi yangınına yakıştı/
Kalbimdi kırık kemanlar satıyor şimdi/
Ayrılık şarkılarının en dokunaklı yerine/
Tek çocuğumdu kalbim kötü ettik efendim"
deyişiyle gider acıya yaslanır.
Sevgiliniz için şairlerden bir buket şiir ödünç almak, aslında onların 'zülf-i yar'ine de dokunmak anlamına gelmez mi dostlarım?
Zorlandığımız anda da bir şair arkadaş, Haydar Ergülen yardım etse o an mesela.
"Bir sır çocuksun ki baştan çıkarır gibi açığa çıkardın beni,/
Ayrılık mı; beni aşka terk ettiğin için seviyorum seni"dese. Sen de bunu belleyip okusun, armağan etsen fena mı olur yahuuu?..