Hımm, efendim Sütçü Ramiz ölmemiş, Mustafa idam sehpasından geri dönmüş, Kaymakam Dilaver kurtulmuş... Daha ne isteriz ki biz? 'Elveda Rumeli' keyifli başladı yeni sezona. Seyirciyi yormadan, sıkmadan başladı. Her şey çabucak olup bitti... O kadar acının arasına öyle bir mizah yerleşti ki, geçtiğimiz sezonun son bölümünde yüreğimize saplanan öfke ve korkuyu bir anda sildi attı Elveda Rumeli ekibi. Bu diziyi neden bu kadar severek izlediğimi, 3 aylık yaz tatilinden sonraki ilk bölümde bir kez daha anladım. Hiçbir şey sonuca varmak için gereğinden fazla uzamıyor. Tek bir karşılaşma, tek bir cümle için haftaları haftalara bağlamanız gerekmiyor. Seven 'sevdiği' söylüyor, sinirlenen bir anda parlıyor. Sinsice planların kurulması ve ortaya çıkması bile kısa sürüyor. Mustafa, asılmayacak mı, atlıyor trene yola çıkıyor. Vahide, sevdiğini son bir kez görmek için gözü kara davranıyor. Ramiz, açıveriyor gözlerini. Malum o tarihlerde başrol oyuncusunu haftalarca tutabileceğiniz 'yoğun bakım' odaları yok. Bence bu tempolu gidişatın sebebi 'Elveda Rumeli' ekibinin söyleyecek çok sözü olması... Boş bakışmalarla dakikaları doldurmaya ihtiyaçları yok. Hal böyle olunca reytinglerde tavan yapmakta sakınca görmüyor. Eee, 'nerede hareket orada bereket' dememişler boşuna.