Ezeli bezeli doğa üstü güçlere, fala, büyüye, cine periye meraklı bir ırkın ahfadıyız malum. Ve nerede mürekkep yalayıp nerede hangi müthiş bir menşur okullarda dirsek paralarsak paralayalım hepimizin yüreğinde, kafasının bir yerinde efsaneye, söylentiye, darb-ı mesele, destana karşı bir ince pınar suyu akar durur. Ve bu sızıntı gider bin bilinmeyenin derya deniziyle buluşur bir yerlerde. Hepimiz biliriz. Halk arasında nice söylentiler, efsaneler vardır.
BURADAN GİR, ADADAN ÇIKARSIN!.. Mesela Ol rivayet ederler ki: İstanbul'un altı birbirine bağlı tünellerle kaplıymış. Hatta bu tüneller ve dehlizlere mesela Yerebatan Sarayı'nın içindeki gizli bir yerden girilse ta denize kadar yürünüp sonra yine denizin dibinden devam edip ta Kınalıada'ya kadar devam ediyormuş.
GİZEMLİ ATÖLYELER Her efsanede olduğu gibi, rengarenk Kapalıçarşı da bütün o parıltısı, baharatlı kokusu ve gizemiyle bu hikayede de rol oynarmış. Tüneller Kapalıçarşı'nın da altından geçermiş. Hatta şimdi bile, Çarşı'nın gizli bir yerinden tünellere girilebilirmiş. Bu tünellerde yemek takımı üzerinde çalışan gümüş kaplama atölyeleri varmış. Atölye çalışanlarına, işe başladıkları gün, dehlizlerden kimseye bahsetmeyeceklerine dair Kuran'a el bastırılıp yemin alınırmış.
KAYBOLAN ÇOCUKLAR Tüneller, gümüş atölyelerinden çok daha ilerilere de gidermiş. Bu tünellerin sonunda paha biçilmez hazinelerin olduğu hikayesi, kulaktan kulağa fısıldanırmış da hiçbir yiğit gitmeye cesaret edemezmiş. Sonra günün birinde, bir grup işçi çocuk, çocuk meraklarını ve cesaretlerini ceplerine koyup tünellerin ilerisini araştırmaya karar vermiş.
SERT TOPRAKLAR Ancak tüneller labirent gibiymiş. Çocuklardan sadece biri geri dönebilmiş. O da eskisi gibi değilmiş artık. Dilinden kocaman fareler, canavarlar, gözlerinden de korku eksik olmuyormuş artık. Olaydan sonra hep atölyelerin orada yaşamış, ona acıyan esnafın verdikleriyle doymuş karnı, tünellerin sert toprağında olmuş uykusu.
KÖPEK ÖLDÜREN TÜNELİ Bir başka tünel efsanesine göre de 'köpek öldüren' adlı bir başka dehliz vardır. İstanbul'un sırları arasında. Köpek öldüren adlı bu dehlizin, Yerebatan Sarayı'nın gizli bir girişinden başlayarak, kuzeydoğu yönünde ilerleyip, Marmara'nın altına girdiği, Üsküdar'dan güneydoğu istikametinde bir açı yaparak, düz bir hat halinde Kınalıada'daki manastırda son bulduğu söylenir.
YERALTINDAN GELEN SESLER Söylenceye göre, 26 Eylül 1998 gecesi, İnönü Stadı civarı ve Dolmabahçe taraflarından, yeraltından balyoz sesine benzeyen gizemli sesler duyulur. Sesleri duyan ve meraklanan bir grup asker ilgililere haber verir ancak ne seslerin nereden geldiği ne de nedeni bulunamaz. İstanbul tünelleri tarihe bir başka gizem daha katmışlardır sadece. İster inanın ister inanmayın. Ama halk ağzı bu, torba değil ki büzülsün. Biz ne dersek diyelim; ağızdan ağıza anlatılacak, kulaktan kulağa yayılacak, yüz yıllar öncesinden yüz yıllar sonrasına bir miras olarak devredecek bu efsaneler...