Bir bilge, bir göletin kıyısında oturmaktayken, susuzluktan dili dışarı sarkmış bir köpeğin devamlı olarak göletin dibine kadar gelip, tam su içecekken kaçması dikkatini çeker. Dikkatle olayı izler. Köpek susamıştır ama gölete geldiğinde sudaki kendi yansımasını görüp korkmaktadır ve bu yüzden de suyu içmeden kendini gölete atar ve kendi yansımasını görmediği için suyu içer. O anda bilge: "Bir insanın istekleri ile arasındaki engel çoğu zaman kendi içinde büyüttüğü korkularıdır. İnsan bunu aşarsa, isteklerini elde edebilir" diye düşünür.
Asıl öğrendiği şey ise; insanın bir bilge bile olsa bir köpekten öğrenebileceği bilginin var olduğudur.
İşte bu hikayedeki gibi birçoğumuz korkularımız, endişelerimiz ve yanlış yorumladığımız hatalı senaryolarımız yüzünden isteklerimizi yerine getiremiyoruz. Oysa isteklerimizi oluşturan hayallerimiz ve hayallerimiz olmazsa biz hiçbir şeyiz. "Bir hayalim var" cümlesi eminim çoğunuza yabancı değildir. Martin Luther King'in bu sözünü devam ettiren yeni lider ise ABD başkan adayı Barack Obama. Bir başka söz ise benim sık sık kullandığım "Hayallerinizin takipçisi olun!" sözü.
Yani bu yaşamımızda bu bedenle, bu şartlarda, bu akıl ve ruhla bir kez dünyaya geliyorsunuz. (Tabii reenkarnasyona inananlar ruhsal tekülleri için birçok kez değişik bedenlerde dünyaya geldiklerine inanıyorlar.) O zaman neden, niçin hayal etmekten korkuyoruz. Düşüncenize hayal etmekten bile korkmuyoruz. Şu korkular insanoğlunun en büyük engeli değil mi? Hepimiz zaman zaman köpek ve göl hikayesindeki gibi kendimizden kaçmıyor muyuz? Yaşamımızda neyin garantisi var? Kaç yıl yaşayacağınızın anlaşmasını yapıp mı geldiniz dünyaya? Ya da mevcut durumunuzun (ev-araba-bankalardaki milyarlar-kariyeriniz-statünüz) ölene kadar mükemmel olacağı taahhüdünü mü aldınız? Aslına bakarsanız hepimiz eşit, hepimiz aynıyız. Tüm maddi olanaklarınızı, değerli saydığımız tüm payelerinizi bir tarafa bırakınca, sizin bir apartman görevlisinden, pazardaki satıcıdan, hayran olduğunuz artistlerden, yuhaladığınız politikacılardan, dünyanın tek lideri olma isteği duyan Putin'den hiç ama hiç farkınız yok.
Her şeyimiz elimizden alınsa sadece bedenlerimiz ve ruhlarımız kalsa hepimizin ortak ve yalnız geriye kalan tek özelliği HAYAL ETME YETİMİZ olur. Geçtiğimiz sene, "Ölmeden önce yapılması gereken 100 şey" isimli bir kitaptan çokça söz edilmişti. Ve ABD'de en çok satanlar listesindeydi. İşte bu kitabın yazarı 47 yaşında evinde düşüp kafasını çarparak hayatını kaybetmiş. Ve söylenene göre kendi kitabında yazdığı şeylerin yarısını yapabilmiş. Ben size bu kitaptan ve içindekilerden bahsetmeyeceğim ama "Ölmeden önce yapmak istediğimiz şeylerin listesini neden yapmıyoruz?" diye soracağım.
Aslında doğru cümle şu olmalı; "Yaşarken yaşamımızda neler yapmak istiyoruz?" Belki de hayallerinizin listesini yapabilirsiniz.
Neleri yapmak istiyorsunuz, neleri hayal ediyorsunuz ve sizi engelleyen neler var. Yani şu köpek ve göl hikayesinden yola çıkarak; 'kendi aksimizi görmekten ne zaman korkmazsak, tüm isteklerimizi doyasıya yaşarız' mı desek acaba?
İyi pazarlar...