Saatine bakıp "Tamam" dedi içinden. "Biraz hızlı olursam yetişirim uçağa." Geçen perşembe gecesi saat 21.00 sıralarıydı. Kurtköy Sabiha Gökçen Havalimanı'na doğru süratle ilerlerken birden önünde akan araçlarda yavaşlama oldu ve sonunda tamamen durdu o araçlar.
BAŞKA YOLU VAR MI? Birkaç dakika bekledikten sonra neler oluyor diye arabasından indi ve az ötedeki manzarayı gördü. Kurtköy gişeleri önünde iki belediye işçisi iki ayrı araçla yolu kapatmıştı. "Bu çok sürerse yetişemem" diye düşünüp "Başka bir yol neresi olabilir?" diye geçirdi aklından. Sonra oraya doğru yürüyüp genç yaştaki işçiye "Yol neden kapalı" diye sordu. Yanıt netti... - Görmüyor musun yola şerit boyası atıyoruz. - Bu saatte bu işlek yolda yapılacak iş mi bu kardeşim? - Sana ne? İstediğim saatte boyarım. - Sizi şikayet ederim böyle konuşma. - Git kime şikayet edersen et...
KEYFİN KAHYASI MIYIZ Devletin otobanında eşkıya kılıklı iki işçi trafik ve zaman terörü estiriyor, araçların geçişine izin vermiyor. Arkada konvoy olan araçlarla birlikte dakikalarca üzerinde Büyükşehir Belediyesi Yol Bakım-Trafik müdürlüğü tabelası taşıyan kamyonların ve iki işçinin keyfi uygulamasını bekliyor bu kardeşimiz. Uçağa yetişme telaşından da polemiğe girmiyorlar... Araçların plakası: 34 NTR 15 ve 34 BKE 80.
ARAPSAÇI Diyor ki; "Savaş Abi geçenlerde Ahmedinecad işkencesi diye herkes dert yandı. Bu zihniyetteki kendini bilmez, başıboş görevliler olduğu sürece İstanbul'a Ahmedinecad'ın gelmesine gerek yok. Kendi halindeyken de zaten arapsaçı ve sahipsiz bu trafik. Selamlar." Güvendiğim biri olduğu için plakaları açık açık yazdım. Gerisi başkanın bileceği iş. Elbette bu yazıma da yapılıp edilene dair de yanıt gelir. Gelmezse anlarım ki başkan da durumdan haberdar ve memnun. Peki der, boyun büker, susar otururum.