Levent Öztürk'ün tedavi gördüğü hastane odası medyanın yanı sıra Türkiye'de yaşayan, Gürcü ve Osetler'in buluşma noktası olmuş. Gürcü bir kadınla sarılarak ağladıklarını söyleyen Öztürk'ün annesi Suat Öztürk, "Gürcü bir kadın elinde beyaz bir buketle geldi sarıldı, ağladı, hepimiz ağladık... 'Ne olur affedin' dedi. Zor ikna ettik 'Bu senin suçun değil, bizim suçumuz değil. Savaş bu' dedik" diyor. Suat Öztürk, bir anne olarak yaşadıklarını şöyle anlatıyor: "Vurulduğu gün hep aksilikler oldu. Anneler Günü'nde terlik almıştı, onun bandı koptu. Nereye gitsem bir şey oluyor, buzdolabı bozuldu, çamaşır makinem durdu. Bir şeyler oldu... 'Allah'ım bir aksilik oluyor' dedim. Ondan sonra da telefon etti. Biz başkalarından duymadan arayıp bize kaza geçirdiğini ve başını çarptığını ama iyi olduğunu söyledi. 'Hiç merak etmeyin çok iyiyim, bakın gülüyorum' dedi. Bizi yavaş yavaş hazırladı. Sonra öğrendik vurulduğunu. Üzüldüm ama hep oturdum dua ettim. Hiç ağlamadım. Metanetli olmaya çalıştım. 3.5 ay PKK'nın elinde kalınca da hiç ağlamadım. 'Bana bunu Tanrım verdi. İnşallah bana bağışlarsa bağışlar. Bağışlamazsa Allah verdi, Allah aldı başka yapacak bir şeyim yok' diye beklemiştim. Türkiye'ye getiriliş görüntülerini görünce Türkiye'ye geldi diye sevindik ama artık tutamadım kendimi orada koptum, ağladım. Yine de Allah'a şükredip dua ettim. Sen bana bağışladın, daha kötüsü de olabilirdi. Her şeyin bedeli vardır onun meslek aşkının bir bedeli varmış."