Göğsü alınan hastalar çekiciliklerini kaybettiklerini ve eşlerinin artık onları istemeyeceklerini düşünürler. Oysa tam aksine kadınlar eşlerini terk ederler.
Meme kanseri ve tedavisi kadar kadın psikolojisini etkileyen başka bir kanser türü yoktur. Meme kadar başka hiçbir organ kadınlık ve çekicilik içermemektedir. Bazı bayan hastalar aynaya bile bakmak istemezler. Hastalar eşlerinin artık onları istemeyeceklerini ve cinsel çekiciliklerini kaybedecekleri kaygısına kapılırlar. Deneyimlere göre tam aksine hastalanan bayanlar eşlerini terk ederler.
İSTEKSİZLİK GÖRÜLÜR Kanser hastalığı sonucunda hastalar hayatlarında bir değişiklik yapmak zorunda hissederler ve eşleri ile olan ilişkilerini bitirirler. Aslında ortaya çıkan cinsel çekicilik kaybı kaygılanıldığı kadar fazla değildir. Hiç eşi olmayan hastalar için bu durum daha zordur. Bu kişiler için yeni bir ilişki başlangıcında yardımcı olacak tek şey dürüstlüktür. En fazla görülen reaksiyon isteksizliktir. Hasta kendi bedenine yeniden güven kazanmalıdır. Tanı konulduğu andan itibaren cinsellik ve çekicilik arka plandadır. Günlük yaşama dönüldüğünde ise bu sorunlar ön plana çıkar ve bu dönemde profesyonel yardıma ihtiyaç vardır. İlk tanı konduktan sonra birçok hasta önce şoktadır ve meme kaybı söz konusu ise hemen yeniden yapılanma isteğinde bulunur.
SABIRLI OLMAK GEREKİR Sağlığa kavuşmak için fiziksel tedavinin yanında uygun bir psikiyatrik-psikolojik desteğe de ihtiyaç vardır. Bir kişi sağlıklı dönemde yaşadığı sorunları olumlu bir şekilde çözebilmişse kanser hastası olarak da sorunları rahatlıkla çözebilir. Hastalıkla başa çıkmada en önemli yol kişiliğin olumlu sağlıklı yönlerini desteklemek olmalıdır. Burada fazla derecede sabıra ihtiyaç vardır. Bu süreç çok farklılık gösterebilir, haftalar veya aylar alabilir. Sıklıkla ilk tedavi sonlandıktan sonra hastalar da depresyon görüyoruz. Medicana International İstanbul Çocuk-Ergen Psikiyatrisi ve Psikoterapisi Uzm. Dr. Hülya Bingöl anlatıyor...