Türk tiyatrosunda ilk kadın Afife Jale değil teyzemdir oyuncu. Belgelerle kanıtladım, fena mı?.
Tek kare fotoğrafını çekebilmek için engelli koşu yaptım sanki. Tanıyanlar bilir titiz, özenli, düzenli ve korkunç prensiplidir Gülriz Hanım. Öyle gideceksin, tık diye görüntüleyeceksin, nerdeeee?...
MAYMUNLUK YAPTIM Aileye yakın olduğum için her türlü şirinlik, şaklabanlık ve maymunluğu yapıp durdum. Engin abi de suç ortağım olunca çeldik aklını Gülriz Hanım'ın. Gitti, değişti, makyajını tazeledi ve birkaç kareye izin verdi, ohh... Sonra anlar denizine daldırıp yüzdürdü bizi.
* Çok önemli bir proje var duydum bir yerlerden... - Neymiş o?
* Şu, şu, şu, şu... Adlı adınca yazmamda sakınca var diye oyun ne, nerede oynanacak söylemiyorum. Şu, şu deyip idare ediyorum. (Sen merak et ey sayın okur.) - Bütün bunları nasıl da duyarsın bilmem ki Savaş. Bak sakın yazma. Hem beğenmediğim bir fotoğrafımı basarsan en az 5 sene konuşmam seninle, darılırım...
* Yapar mıyım hiç kraliçem? - Aferin yapma.
CAN YÜCEL AZİZLİĞİ * Teyzenizle ilgili iddiaları ortaya attınız, fırtınalar koptuydu... - Ama doğrusu da buydu. Afife Jale değil teyzemdir Türk tiyatrosunda ilk kadın oyuncu. Belgelerle kanıtladım fena mı?
* Bir de Can Yücel öykünüz var. - O hem matrak, hem de sıkıntılı bir anı.
* Dinlesem olur mu ağzınızdan? - Bir gün Can Yücel eve konuk geldi. "Hoş geldiniz" filan diye geveleyip evden içeri aldım Can'ı ve o anda olanlar oldu... Can evdeki köpeği görmesiyle birden ürktü. 'Be kadın ne işi var bu köpeğin evin içinde? Yoksa kendini köpeklere mi d...sun? demez mi!... Can'dan duyduğum ilk cümleye bakın' Ev sahibiyim, karşımdaki Can Yücel. 'Heh heh heh... Ah, ne şakacısınız...' filan gibi abuk bir şeyler çıktı ağzımdan. Bu sırada Can Yücel birden çoraplarını çıkarmaya başladı. 'Ayaklarım çok güzeldir' dedi kanyağını yudumlarken.... Daha sonra öğrendim. Biri matrak olsun diye 'Gülriz güzel ayaklara meraklıdır' demiş. Sonunda Başar (Sabuncu) geldi. Can, çok sinirlendi. 'Ne diye çağırdın bu herifi? Benimle yalnız kalmaya korkuyor musun?' diye bağırdı. Can, banyonun kapısına dayanmış, 'Çıksana dışarı, ne kaçıyorsun?' diye boş banyoya bağırıyor. Ben mutfaktan çıkmış salona doğru, 'Size yemek hazırlıyorum' diyorum. Can, beni arkasında görünce büsbütün sinirlendi, küfredip durdu.