Anayasa Mahkemesi kararından sonra, "Siyasi Şahinler'' AK Parti ve Başbakan Tayyip Erdoğan'dan ne beklediklerini açıkladılar. Liberal "Siyasi Şahinler", Anayasa Mahkemesi'nin "laiklik karşıtı" dediği iktidar partisi bundan sonra ne yapacak? Altı yüksek yargıcının laiklik karşıtı bulduğu AK Parti, meşruiyetini sağlayabilecek mi? Yaralanmış bir parti olarak ülkeyi yönetebilecek mi? Yönetebilmesi için neler yapması lazım? Eğer bunları yapamazsa hem Türkiye için hem de kendisi için bunun siyasi ve ekonomik sonuçları ne olur? AK Parti başına gelen olaylardan sonra herkes için demokrat bir çizgi izler mi? Sorularını öne atarak, beklentilerini sıralıyorlar. Bir beklenti:
YENİSTRATEJİ "Siyasal bir aktör olarak AK Parti, her şeye rağmen kazandı ama siyaset, bürokrasinin 'idare-i maslahatçılığı' yüzünden hareket alanını 'toplumsallıktan' feragat ederek 'devlet lehine' daraltmaya razı edildi. AK Parti'nin durumu "Görünüşte bağımsız, esasta Türkiye, bağlı/bağımlı olan, izolasyonla yaşamaya alış, milli iradenin aktörü değil, statükonun dublörü olarak oyuna devam edebilirsin" şeklindedir. Partinin hükümet etmekten yoksun bırakılmasını isteyen güçler bu kararın alınmasını sağladı. Başbakan Erdoğan, 'Cumhuriyet'e sahip çıkmaya devam edeceğiz' sözüyle dava sonrası için kamuoyuna rahatlatma mesajı verdi. Yerinde bir duygudaşlık arayışının ifadesi olan bu söz, 'Nasıl bir Cumhuriyet?' sorusunun cevabını da içeriyor mu acaba? 'Cumhuriyetçi misiniz, Demokrat mı?' Anayasa Mahkemesi'nin son tahlilde mevcut kurulu düzene zaman kazandırmak adına aldığı kararın olumluluğu bir yana, AK Parti, doğru 'iş yapanlar/var edenler' ile 'prestijini/otoritesini devletten alanlar' arasında olduğunu idrak etmelidir. Bürokrasi, siyasi irade baskı kurmadıkça berraklıktan ve son noktadan yana değildir. AK Parti, mahkeme kararıyla post modern bir tecrit altına alınmıştır. AK Parti, temel hak ve özgürlükler, sivil Anayasa reformlarını ve AB sürecini samimiyetle/ivedilikle canlandırabilirse meşruiyetini/sivilliğini yeniden inşa edebilir. Durmak yok diyorsa cesareti var demektir. Kılavuzu, statüko olmamalıdır.''