Başbakan Tayyip Erdoğan kapatma davası konusunda krizi çok iyi yönetti. Cepheden savaş açmadı, alttan aldı ve krizi gerginliği yükseltmeden çözdü. Anayasa Mahkemesi'ne açılan kapatma davasının "AK Parti'yi kapatma davası değil, Erdoğan'ı tasfiye operasyonu" olduğu biliniyordu. Dava açıldıktan sonra, "Başbakan Erdoğan'ın geleceği" masaya yatırıldı. Yasak gelirse, Erdoğan ne yapacak? Bağımsız milletvekili nasıl olacak? Bağımsız başbakan nasıl olacak? Ara seçimlere girebilecek mi? "Başbakan Erdoğan'ın devre dışı bırakılması" senaryoları. Neden? Erdoğan büyük lider. Rahmetli Adnan Menderes'ten sonra en etkili lider. Erdoğan sandıkla yenilmiyor. Erdoğan'a rakip çıkamıyor. Erdoğan'a 10 yıl daha rakip çıkamaz Erdoğan'ın oyu, partisi'nin üstünde. Erdoğan'ı yenmek, ama nasıl? Olmadı. Olamıyor. Sandığa gideceksin. Gücün yetiyorsa Erdoğan'ı orada yeneceksin. Yenemezsen, Erdoğan'ın elini sıkacaksın.
KAPATILSA AK Parti kapatılsaydı, Başbakan Tayyip Erdoğan siyasetten yasaklansaydı, Çarşamba akşam saatlerinden itibaren ne olacaktı? Türkiye, yeni başbakan yeni hükümet arayacaktı, terör tırmanacaktı. Türkiye'nin dört bir yanında tartışmalar şiddetini artıracaktı. Kutuplaşma artacaktı. Ülkenin bu kutuplaşma ortamı içinde ve yeni bir genel seçime gidiliyor olacaktı. Dış politikada Türkiye yargı üzerinde siyasi güçlerin egemen olduğu, bu güçlerin iktidardaki partiyi seçim dışı yoldan koltuktan etmeyi başarabildiği bir ülke olarak muamele görecekti. Türkiye'ye gelmesi beklenen yatırımlar geri çekilecekti. Bu ihtimaller kararla birlikte ortadan kalktı.
BAŞBAKAN'INŞİFRELERİ Başbakan Erdoğan, karar sonrası, yeni dönemin şifrelerini verdi: "Bu kararla Türkiye'nin önünü kapatan büyük bir belirsizlik ortadan kalkmıştır. Hiçbir zaman laikliğe karşı eylemlerin odağı olmayan AK Parti, bundan sonra da Cumhuriyetimizin temel niteliklerine sahip çıkmaya devam edecektir. Bu kararla sadece AK Parti değil, Türkiye'de büyük bir haksızlıktan kurtulmuştur. Demokrasimiz bir büyük ayıpla yaşamak zorunda bırakılmamıştır. Kazanan siyasi, sosyal ve ekonomik istikrarımız olacaktır. Kazanan milletimiz ve memleketimiz olacaktır. Ne yazık ki 14 Mart'tan bu tarafa Türkiye çok ciddi bir zaman ve enerji kaybına uğramıştır. Şimdi bize düşen geçmişe takılıp kalmadan geleceğimize odaklanmak, milletimizin kayıplarını hep birlikte telafi etmektir. Yolumuz, Atatürk'ün işaret ettiği çağdaşlaşma yoludur. Bu yol milletimize hizmet yoludur. Bu yol müreffeh yarınlarımıza giden yoldur. Bu yol Türkiye için Cumhuriyetimizin çağdaşlaşma hedeflerini temsil eden Avrupa Birliği'ne tam üyelik yoludur. Önceliğimiz toplumsal barışımızı güçlendirmektir. Her türlü ayrımcılığa karşı milletimizi siyasi tercihi bizden yana olsun olmasın, bir bütün olarak kucaklamayı sürdüreceğimizden hiç kimse kuşku duymasın."
DEMOKRATİKLEŞMEPAKETİ Anayasa değişikliğinin daha geniş bir demokratikleşme paketi çerçevesinde gerçekleştirilmesi kulislerde vurgulanıyor. "Yeni Anayasa ve geniş bir demokratikleşme paketi" Ekim ayında açılacak TBMM'nin önüne gelecektir.