Stratejik tırmanmada Davutoğlu ve Arıboğan-1
Henry Kissinger veya Zbigniev Brzezinsky, Amerika'nın ünlü strateji uzmanlarıdır. Aleksandr Dugin de Rusya'nın. Peki, Türkiye'nin ki kim? Devletleri büyük yapan nedir? Ürettikleri stratejilerle, yani günü ve geleceği öngören, planlayan, projelerle ülkelerinin dünya politikasında ağırlığını artıran insanlardır. Onların gücü beyinlerindedir. Strateji oluşturmak demek, dünyadaki güçleri görmek demek. Onların ekonomik, demografik, sosyal, kültürel, askeri alandaki güçlerini, zaaflarını, ihtiyaçlarını, muhtemel büyüme-güçlenme stratejilerini, dostluklarını-düşmanlıklarını, tarihsel akışlarını, zenginliklerini, jeo-stratejik konumlarını, bundaki yükseliş-düşüşleri, kendi ülkemizin imkını, tarihi akışınızı, ülkenizin sosyo-kültürel yapısını, yumuşak karınlarınızı ve güçlü yanlarınızı, oyun gücünüzü bilmek demek. ABD, Rusya, İngiltere'de, bütünü gören ve geleceği mümkün olduğu kadar doğru kurgulayan insanlara büyük ihtiyaç duyarlar. Türkiye'de bu işi kim yapar? Bana göre, Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu ve Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan (Bahçeşehir Üniversitesi rektörü, eski MİT mensubu, emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Mahir Kaynak'ın kızı). Cumhurbaşkanı'nın, Başbakan'ın, Dışişleri Bakanı ve Genelkurmay Başkanı'nın bu yönde düşünceleri olması doğaldır. Türkiye bir süredir dünyanın dikkatini çeken bir ülke. Ortadoğu çevresindeki tüm gelişmeler, sanki Türkiye eksenli olarak ilerliyor ve iyiye doğru ilerliyor. AK Parti iktidarında, dış politika çok önemli bir sıçrama alanı olarak ortaya çıktı. Bunda, Başbakanlık ve Dışişleri Bakanlığı'ndan Cumhurbaşkanlığı'na gelen Abdullah Gül'ün, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, gittikçe performansını artıran Ali Babacan'ın, tırmandırıcı etkileri var. Ama bir de başka bir unsur: İktidar da bir stratejist. Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu var. Bilim adamı iken "Türkiye'nin Stratejik Derinliği" isimli kitabı ile öne çıktı. Bu bir teorik çalışmaydı. Dışişleri Bakanlığı ve Başbakanlık Başdanışmanı olduğunda, bu teorik çalışmanın, pratiğe nasıl yansıyacağı konuşuldu. Gazeteci-yazar Ahmet Taşgetiren, "Stratejik tırmanış" başlıklı, dikkati çeken ve gerçekleri iyi okuyan bir yazı yazdı: "Davutoğlu İslamcı zeminden gelen bir isim. Evet, kariyeri önemli, birkaç dil biliyor, kültür derinliği büyük ama ne de olsa hem teorik kalabilir hem, 'İslamcı zemin'in hayal alanlarında dolaşabilir. Hatta bazı yaklaşımları 'Türkiye için risk-macera' gibi görüldü. Dışişleri çevrelerinde bile mesafeli durulduğu söylenebilir. Sonra ne oldu? Ahmet Davutoğlu, düşüncelerinin pratiğini yaptı. Hükümet ona bu alanı açtı. Gül'ün Cumhurbaşkanı olmasından sonra o seviyede de ilgi gördü Davutoğlu. Zaman içinde Dışişleri camiasında, onun asla maceracı, ütopyacı olmadığı anlaşıldı.
|