Unutmayınız ki Türkiye'ye zaman kaybettirenler, Türkiye'nin imk ve kaynaklarını boşuna harcayanlar, kamunun imkını çarçur edenler, statükonun korunması için direnenler, yolsuzluklara ve usulsüzlüklere bulaşanlar iddia edildiği gibi sadece siyasiler değildir. Yine değişime direnmeye devam edecekler. Yine kara deliklerin kapanmaması için çaba gösterecekler. Yine umutsuzluk ve karamsarlık yayacaklar ortalığa. Halkımızın oylarıyla şekillenmiş AK parti meclis çoğunluğumuzu da hazmetmekte hala zorluk çekiyorlar."
BEŞYILSONRA Tarih, 16 Temmuz 2008. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ankara'da konuşuyor: "Ankara'nın bitmek tükenmek bilmeyen, ucu sonu belli olmayan tartışmalarıyla vakit kaybetmek istemiyoruz. Bunlar ülkemiz için bir kayıptır. Böyle bir senaryonun aktörleri içinde olamayız. Bunlar hem Türkiye'ye kaybettirdiler, hem de kendileri kaybettiler. Şimdi de ülkemizi minderden çekmek istiyorlar. Biz minderden çekilme niyetinde değiliz. İstikrarı olmayan bir Türkiye istemiyoruz. Güven ortamından, istikrardan rahatsız olanlar olabilir ama bizler biliyoruz ki Türkiye'nin büyümesinin iki sihirli kelimesi vardır; istikraradır, güvendir.
RAHATSIZLIKDUYANLAR Türkiye'nin gelişmesinden, ilerlemesinden, dünya politikalarında rol sahibi olmasından rahatsızlık duyanlar var. Korku senaryolarıyla sanal gerilimlerle Türkiye'yi yeniden geri kalmışlığa mahk etmek istiyorlar. Bunu artık öyle bir pişkinlikle, öyle bir cesaretle yapıyorlar ki millet de ibretle seyrediyor. Çetelere arka çıkan, mafyaya arka çıkan, karanlık odaklara arka çıkan siyaseti bu millet tasfiye etmiştir, elinin tersiyle itmiştir. Türkiye'yi küçük düşürmek için kasıtlı bir hesap içersinde olanlar kendilerine alan açılacağını zannedenler bilsinler ki büyük hüsrana uğrayacaklardır. Bunlar bir iftira kampanyasının figüranları olarak anılacaktır." Başbakan Erdoğan 2003 yılında Türkiye'nin 2008 siyasi tablosunu adeta görmüş. Söyledikleri tek tek çıkıyor.