Kim ne derse desin geçen sezon bir Acun patlaması yaşandı reytinglerde... Baktım ki ana sütü gibi helal tatilinde yorgunluk ve stres atıyor otelin sahasında çimlerde kelebek gibi uçtu sonunda Acun'u arı soktu.
Bu hafta İzdüşümler'in konusu ve konuğu Acun Ilıcalı. Kısa bir sohbetin ardından harmanlanan anılar, hatıralar ve Acun'un dün-bugün-yarın üçgeninde aklıma getirdiklerini paylaştım sizinle. Okumaya var mısınız, yok mu? Atlamış hızlı teknesine, Yalıkavak'tan gaz kapatıp 8-10 deniz mili ötedeki Torba Sahiline ulaşmış. Orada Rixsos Otel'de kankası Hakan Şükür ve ailesi kalıyor. Hem görmeye hem de gazozuna maç yapmaya gelmiş. Ben de aralarına karışınca acuk sohbet, acuk medya-spor dedikodusu hayli şamata, bol kahkaha geliyor ardından. Maç sırasında arı sokan arkadaşına gülerken aynı şey az sonra kendi başına geliyor, onu da bir başka arı iğneliyor.
HAKAN ŞÜKÜR ŞAKASI Sonuç: Acun yerlerde, çimler üstünde fena halde kıvranıyor. Hakan Şükür de uzaktan maytap geçiyor; "Aşil tendonundan soktuysa sezonu başlamadan bitirdin koçum" diyor. Benim de içimden bu delikanlıya; "Sen bizim alemin hamam böceklerini, akreplerini, yılan çıyanını beter dize getirdin. Bal arısı sokmaları nazarlık olsun evlat" diyesim geliyor.
DAHA İYİYE DOĞRU Bizde olmayacak bir şeylerin başında aynı meslek erbabının birbirini koşulsuz beklentisiz övmesi, sevmesi gelir. Lakin bu ezberi bozduracak bir yürek var Ilıcalı Acun'da. Onu herkes seviyor, aileden biri sayıyor. Başarıdan başarıya koşmasına rağmen durmuyor, yetinmiyor, daha iyiyi daha güzeli arıyor. Hırstan, ihtirastan değil adamın fıtratı bu. Bazıları çalışmazsa, iyi işler kotarmazsa durup düşecek gibi olur ya, ahan da Acun kardeş bunun tipik timsali. Şimdi belleğimde bir minik tur düzenleyip kim bu çocuğa bir vakitler ne dedi, ne yaptı, nasıl baktı, şimdiyse ortamı nasıl şaha kalktı bir bakalım bakalım...