Şarkı Söylemek Lazım'ı izlemek beni bu hafta gerçekten yordu. Her anı gergin ve gereksiz tartışmalarla geçen programdan Asuman Krause ve Özgür Özberk'in performansı dışında dişe dokunur hiçbir şey yoktu. Tabii bütün gün yaşadığınız stres üzerine yeni bir şeyler eklemek istemiyorsanız. Jüri üyeleri ve yarışmacılar bu hafta performanslara verilen puanlar üzerine uzun uzun tartıştılar. Belki mantıklı olabilecek bir tartışmaydı, ama uzayınca insanın içine bıkkınlık verdi. Üstelik 'kahpe, onursuz, gurursuz, kıvırmak' gibi kavgada bile söylenmeyecek kelimeler havalarda uçuştu. Beni asıl üzen ise Özdemir Erdoğan gibi bir sanatçının, popüler kültür malzemesi insanlar tarafından köşeye sıkıştırılmasıydı. Bir kere o yarışmadaki herkes Özdemir Erdoğan'ı bir kenara koymak zorunda diye düşünüyorum. Tabii ayrı şekilde Haldun Dormen'i, Müslüm Gürses'i, Ümit Besen'i ve hatta bir sonraki kuşaktan olmasına rağmen Yıldız Tilbe'yi... Bu insanlar üreten, söyleyen, yazan, besteleyen insanlar... Müzisyen ya da sanatçı olarak kendilerini kanıtlamış isimler...
Ancak zamane kültürünün ürünleri, kendilerinde her şeyi o kadar hak görüyor ki; şaşırmamak mümkün değil. Acaba arada bir durup düşünüyorlar mı; 'Biz neyiz, burada ne yapıyoruz, birikimimiz nedir?' diye... Yoksa medyadaki genel terbiye üzerine 'Cin olmadan adam çarpmaya' mı çalışıyorlar? Babaları hatta dedeleri yaşındaki bir müzik adamına nasıl bu kadar pervasızca yüklenebiliyorlar? Onu da bir yana koyun, her ikisi de müsiyen olmayan Yaşar Gaga ve Ayşe Özyılmazel, Özdemir Erdoğan'a verdiği puanın hesabını nasıl soruyor? 'Bu ne cüret!' demezler mi adama? Demezler ve ne yazık ki, herkes bunu çok çok iyi biliyor.
Bu gerçeği bilmeyen tek isim Özdemir Erdoğan... Hala onurdan, gururdan bahsediyor. Es kaza kullandığı 'Vurun kahpeye' lafının birazdan başına açacağı işlerden habersiz. Safiye Soyman'ın sevgilisi olmaktan başka hiçbir vasfını bilmediğimiz Faik Bey'in kendisine nasıl aba altından sopa göstereceğini tahmin edemiyor çünkü. Faik Bey, meyvesebze alır gibi puan pazarlığına oturuyor. Esra-Ceyda kardeşlerle aynı puanı almayı kendine yediremiyor. Oysa ki 'Hababam Sınıfı'nda sene sonu gösterilerinde sahneye çıkan Kemal Sunal'dan bile kötü söylüyor. Safiye Soyman'la yıllardır nikah masasına oturmayan, o program senin bu program benim gezen ekran aşığı, 'Anadolu çocuğu'nu oynuyorsun imasıyla iyice çılgına dönüyor. Tutuyor Safiye'sinin elinden köyüne dönüyor. Aslında daha fazla cılkı çıkmadan herkes ait olduğu yere dönse. Özdemir Erdoğan da kalbini zorlamadan bu formattan sıyrılsa... Yine gitarıyla bir 'İkinci Bahar' tıngırdatsa ve gülümsese gözlüklerinin ardından...