FİKSKTÜR bugün çekiliyor.
Fikstür deyip geçmeyin, bazen şampiyonluk resminin negatifi sayılıyor.
Hele
"belalar arka arkaya" dizilmişse...
Yani bugünkü çekimlerin, Avrupa kupalarındaki rakip seçimleri kadar etkili olmasının bir sebebi var.
Geçen yılki
Fenerbahçe'nin fikstürüne bakınca...
***
Lig öncesi garip sinyaller geliyor takımlardan.
Sezon öncesi
Fenerbahçe kozası örülürken, ipekböceği
Selçuk !
Aragones öyle diyor.
"En iyisi Selçuk!" En çok çalışan
Selçuk olsa, yadırgamam çünkü diğerlerinden çok çalışmazsa bu takımda zaten işi olamaz.
Ama
"en iyi" dendiği zaman, durup düşünürüm.
Geçen yılların askısında
Selçuk'un
Fenerbahçe'ye neler verdikleri asılıyken.
***
En kötü futbolcu
"samimiyetsiz" olandır.
Gökhan Zan gibi...
Bu adamın havalanma katsayısını yükselten sadece Beşiktaş değil.
Asıl suçlu onu milli takıma alan
Fatih Terim'dir..
Yıllar önce
Mustafa Denizli' ye sormuştum.
"Milli takıma seçtiğiniz futbolcuların hal ve gidişinin pekiyi olması gerekmiyor mu? " diye.
Tam düzene uygun bir cevap vermişti.
"Burası anaokulu değil, ben de öğretmen değilim!" O günlerden bugünlere Tümer Metin, Emre Belözoğlu, Gökhan Zan, Emre Aşık gibi gurur anıtları kaldı.
Gelecek yıllara kalacak mirası da siz hesaplayın!
***
Beşiktaş'ta yabancı transferlere kefil olma yarışı başladı. Bir yandan
Sinan Engin, öte yandan
Ertuğrul Sağlam !
Onlar önce birbirlerine kefil olsunlar.
Geçen yılın sefil transferlerine bakıp bakıp...
***
Rüştü Reçber'in bir arzusu var.
"Keşke takımlardaki bütün kaleciler yerli olsa..." Bu ülkede kalecilik gelişmediyse,
Rüştü Reçber'e tanınan ayrıcalık yüzündendir.
Hala topu oyuna elle sokmayı öğrenemeyen, ülkenin en çok kayrılan adamı, kaç kalecinin önünü kestiğini de hesaplasın.
Yerlilere destek olmanın
"rol arkadaşı" olarak.