Sabah gazetesi yazarı, Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hasan Bülent Kahraman, "Türk Siyasetinin Yapısal Analizi" isimli kitap yazdı. Kitap, özünde Türk siyasetini meydana getiren paradigmaların ve olguların çözümlemesi. 1950-2010 arasındaki siyasal oluşumlar ve dönemeçler söz konusu edilerek irdeleniyor. Bu maksatla tarihsel düzeyde belirleyici olayların arka planlarına bakılıyor.
50YILLIKBİRİKİM Türk siyasetinin 40-50 yıllık geçmişine bakıldığında Ankara odaklı gelişmeler istikrarsızlık ifade ediyor. Rahmetli Adnan Menderes ve Demokrat Parti dönemi. Üç genel seçim kazandı. Menderes'in 56 yılı, (1950-1956 yılları 10 yıl iktidar da). Süleyman Demirel ve Adalet Partisi ve DYP dönemi. Demirel'in 4 yılı (1965-1969 dönemi), rahmetli Turgut Özal ve Anavatan Partisi iki genel seçim kazandı. Özal'ın 4 yılı (1984-1988 dönemi), rahmetli Bülent Ecevit (1973-1975 dönemi), Tayyip Erdoğan ve AK Parti iki genel seçim kazandı. Erdoğan'ın, 5 yılı (2002-2007 dönemi) istikrarlı dönem. Buna rağmen, AK Parti döneminin, daha iktidarının 2. yılında darbe planlarının yapıldığı ortaya çıktı. Bu gerçekleri gösteren, Başbakan Erdoğan'ın iki cümlesi zamanımıza işaret ediyor: 1)Türkiye'nin büyümesinin iki sihirli kelimesi vardır; istikrar, güven. 2) "Gerginlik, çatışma, didişme istemiyoruz. Ama bu hiçbir zaman halkımızın bize verdiği gücü kullanmayacağız ve çürümüş siyasi ilişkilere teslim olacağız şeklinde anlaşılmamalıdır."
BEŞYILÖNCE Başbakan Erdoğan'ın grup toplantısında yaptığı konuşma Tarih 29 Nisan 2003. "Türkiye olarak manevra alanımız fevkalade daraltılmış, hatta bir bakıma elimiz kolumuz bağlanmış, Yılların ihmalleri, yanlışlıkları, sorumsuzlukları, beceriksizlikleri yüzünden bütün bu sorunlar karşısında ayaklarımız prangalanmış olmasına rağmen gecemizi gündüzümüze katarak, bir yandan içerde güven ve istikrarı tesis etmeye çalışacağız. Bu nedenle, Türkiye'nin imkını ve kaynaklarını tüketen bu hantal yapının özlü bir biçimde değiştirilmesinin zamanı çoktan gelmiş, geçmiştir. Yeter ki; kimse Türkiye'nin yeniden gelişen üretme heyecanını, büyüme arzusunu, devletle barışma isteğini, geleceğin mutlu ve müreffeh dünyasına yürüyüşünü engellemeye kalkışmasın. Kimse bu yürüyüşte Türkiye'yi tökezletmeye kalkışmasın. Bunun yolu ve yöntemi; Türkiye'ye çok zaman kaybettiren eski siyaset anlayışından uzaklaşmaktır. Kısır ayak oyunlarından, çatışmalardan ve gerginliklerden medet ummamaktır. Buna direnecekler, statükoyu korumaya çalışacak olanlar çıkabilir."