Acaba İran'ı istikrarsızlaştırmak isteyenler, işe önce Türkiye ile mi başladı? Acaba Türkiye'de sivil siyasetin kolunu kanadını kırmak, en çok hangi ülkeye yarar? Bölgemizde her büyük operasyondan önce Türkiye'de derin bir iç dizayn çalışması yapılır. Bu gerçekleştirilirken çoğunlukla aynı kurumlar, aynı kişiler kullanılır, aynı yöntemler tekrar denenir. ABD'nin İran gündemiyle Türkiye'deki iç siyasi kriz birbirine ne kadar bağımlı, fark etmiyor muyuz? İran'a saldırı kampanyasını yürütenlerle Türkiye'de sert ya da yumuşak askeri müdahaleyi provoke edenler aynı güçler. Türkiye ve İran için birbirine paralel, birbirini tamamlayan bir strateji izliyorlar. İran'a karşı kampanyayı yürüten güçler ve tetikçileriyle AK Parti'nin tasfiyesi için 2 yıldır kampanya yürüten güçler ve tetikçilerinin aynı olması için ortada 3 ihtimal var: 1- Tasfiye edilmekle tehdit edilen AK Parti'yi, hem İslam'la arasına mesafe koymaya zorlamak hem de İran ihalesine razı etmek. 2- "Siyasal İslam tırmanışta" paranoyası ile merkez iktidarı ellerinde tutanları AK Parti üzerine saldırtıp çıkacak iç çatışmada onları yanlarına çekmek. Böylece hem iktidar değişim i hem de İran'a karşı etkin bir müttefik bulmak. 3- "İslamcı tehdit" paranoyası yayarak, bu çevrelerin İran'la ittifak yapacağı hezeyanlarını ortaya atıp kamuoyunu İran korkusuna karşı hizaya sokmak.
'Türkiye'sizoyunkurulmaz' Türkiye, dünyanın başına sürekli sorun üreten bir bölgede kutuplaşmaların üzerinde kalarak ağırlığını hissettiriyor. Başbakan Erdoğan, "Artık kimse bu bölgede Türkiye'siz oyun kuramaz" demişti. Türkiye'nin bölgesel pozisyonunu, geleceğe yönelik hedeflerini, siyasi ve ekonomik açıdan küresel eğilimlerin bize yansımalarını görebilme imkanını elde ediyoruz. Hep söylendi. Darbeler ve askeri muhtıralar ile Amerika'nın bağlantısı hep konuşuldu. Amerika'dan habersiz bu gelişmeler olabilir mi? İran olayı üzerinde dikkatle durmamız lazım. Başbakan, Amerika'nın İran operasyonuna katılmak istemiyor. Amerika ise kararlı. İşte burası, olayların mihenk noktası olabilir. Eğer böyle bir saldırı olursa, Türkiye modern tarihinin en çetin kararıyla yüz yüze gelecektir. Bugünkü parti kapatma, iç siyaseti dizayn etme girişimlerinden çok öte, olası bir ABD-İsrail saldırısında Türkiye'nin alacağı pozisyon, Cumhuriyet tarihi açısından çok ciddi bir kırılma/dönüşüm anlamına geldiği gibi, bu ülkeyi bekleyen geleceği de önümüze koyacak.