Genç insanlara ülkemizde de
fırsat verilmeye başlanmasını görmek sevindirici. Çünkü bir çok alanda '
tecrübe' adı altında
köhneleşmiş zihniyetler, berrak ve
genç beyinlere yer açmaya pek yanaşmazlar. Köşeler kapılmıştır, koltuklara yapışılmıştır. Bu da üzücü bir durum...
Geçen akşam Boğaz'da yeni açılan
Four Seasons Hotel At The Bosphorus'ta hoş ve kalabalık bir davet vardı. Adı kısaca
İTKİB olan '
İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği' 17. sini düzenlediği
Genç Moda Tasarımcıları Yarışması'na ev sahipliği yaptı.
Hüseyin Çağlayan, Atıl Kutoğlu, Ece Ege, Bora Aksu gibi moda tasarımcıları
jüri üyesi olarak hazır bulundular.
Birbirinden ilginç ve başarılı
dokuz genç tasarımcı yarattıkları 'eserleri'
Uğurkan Erez koreografisiyle sundular. Podyumdaki mankenlerimiz sadece kıyafetlerle yürümek yerine epey
poz kestiler. Zira her koleksiyonun ayrı bir
teması vardı;
bağımlılık, pasif direniş, farkında isyan, Aurora gibi hayli
soyut kavramlardan oluşan.
Gözümü kırpmadan tüm defileyi izledim; her bir tema büyüleyiciydi. Gençlerin elinden çıkan bu 'eserler' beni gelecek adına çok ümitlendirdi.
Ancak böylesine güzel bir organizasyonun
açılış konuşmalarıyla ilgili şikayetim var.
İTKİB'in yeni
Başkanı usülen tabi ki bir
açılış konuşması yapar. Ama üstüne
eski Başkan Süleyman Orakçıoğlu'nu sahneye çağırması; akabinde
TİM Başkanı Oğuz Satıcı'nın çıkması, sonra da Dış Ticaretten Sorumlu
Kürşad Tüzmen'in konuşması konukları biraz sıktı. Hatta insanlar 'kıyafetleri ne zaman göreceğiz?' diye serzenişte bulundular. Adeta '
körlerle sağırlar birbirini ağırlar' gibiydi. Hep aynı insanlar, hep aynı birliktelikler, hep aynı ortamları paylaşmalar, hep aynı kareyi vermeler... Sıkıldık, bıktık.
Neyse tekrar yarışmaya dönecek olursak,
İTKİB'in bu başarılı etkinliğinin
Arzu Kaprol, Bahar Korçan, Hakan Yıldırım, Hatice Gökçe ve
Ümit Ünal gibi tasarımcıları moda dünyasına kazandıran önemli bir yanı var.
Bu seneki ilk üçün ödülleri sırasıyla,
10.000 USD, 7.500 USD ve 5.000 USD idi. Bu arada sunucu kızımız ikincilik ödülünü
İngilizce'ye çevirirken 7.500 yerine
75.000 USD olarak telaffuz edince etrafımdakiler 'adaylar ikinci olmak istiyordur herhalde' diye
espri yaptılar.
Genç modacılar arasında birinciliğe
Gökay Yalın, ikinciliğe
Ongun Ülker, ve üçüncülüğe
Pınar Yeşilçınar layık görüldü.
Otelden de bahsedecek olursak, girişi sıradan
betonarme bir binayı andırıyor. Ancak içeri adım atmanızla
muhteşem bir dünya karşısınıza çıkıyor.
Modern ve
Osmanlı karışımı bir dekor. Adeta bir
sanat galerisi. Duvarlarda
Antoine Melling'in İstanbul gravürleri,
kaftan figürleriyle ünlü ressam
Güzhan Müstecaplıoğlu'nun dev tabloları... Cam tasarımlar, bronz eserler, avizeler...
Deniz tarafı inanılmaz; kocaman avlu ve uzunca bir
kıyı şeridi var, havuzu ve bahçeleri çok keyifli. İstanbul'a kazandırılmış harika bir mekan daha...
Organizasyon ekibini de tebrik etmeden geçmiyorum; zira herkesleri oraya toplamak ve ağırlamak kolay değildir.