Aynı gün, iki farklı cenaze
Haftanın başladığı gün, Pazartesi günü, iki cenaze vardı. Aynı saatlerde iki farklı insan öbür dünyadaki yolculuklarına uğurlandı. Biri, hepinizin bildiği Futbol Federasyonu Başkanı, işadamı Hasan Doğan'dı. Merhumu bizzat tanımam; ama şahsı hakkında çok şey duyardım. Hatta Milli Takımımızın galibiyetlerle süslü son maçlarında ekrana yansıyan eşi Aysel Doğan'ın sevinç görüntüleri çok dikkatimi çekmişti. Ortak bir tanıdığımız ricamı kırmamış, Hasan Bey'i benim adıma eşinden röportaj istemek için aramıştı. Hasan Bey selamlarını ileterek, eşini bu tarz haberlere konu etmek istemediğini söylemişti. Ben de üstelememiş, saygılarımı iletmiştim. Hasan Doğan'ın eşi türbanlı, kızının başı açık. İki ayrı kadın profili aynı ailede barınıyor. Her insanın inancı, giyinişi, tarzı, düşüncesi kendine... Bu dünyaya tek geliyoruz, tek göçüyoruz. Bunu bulunduğum cenazede bir kez daha anladım. Geride ağlayanlar, üzülenler elbette oluyor ama neticede hayat devam ediyor. Zaman herşeyin ilacı oluyor. Allah'tan rahmet diliyoruz, çaresiz... Bir diğer cenaze ise, şarkıcı Alex'in annesi Araksi Osepyan'a aitti. Kumkapı'daki Ermeni Kilisesi'nden kalkan cenaze Şişli'deki Ermeni Mezarlığı'na defnedildi. Kilisede yaşanan ayin beni öyle duygulara götürdü ki... Ruhani bir ortam, kilise müziği, dini kıyafetler, tütsüler... Bu dünyadan göçüp giden bir insanın arkasından onlarca kadın ve erkek ağlıyor. Vefat eden kişi bu görüntüyü hiç bir zaman görmüyor. Yaşarken kavga ettiği, küskünlük yaşadığı kim varsa cenazesine geliyor belki de. Ölüm yolculuğunda dost düşman ayırımı kalmıyor. Araksi Hanım'ı iyi tanırdım; güleryüzlü, hayat dolu, anaç, çok tatlı bir kadındı. Oğlu Alex'e çok düşkündü, oğlu da ona. Yakalandığı amansız hastalık kanserle yıllarca mücadele etmiş ve sonunda bedeni yenik düşmüştü. Oğlu, annesi, babası, kardeşi, ailesi, hayat arkadaşı, eski kocası Hayko, hepsi onunla birlikteydi bu son yolculukta. Aynı günde iki ayrı cenaze... İki ayrı dünyanın insanları... Biri Müslüman, diğeri Ermeni Gregoryan. Bu dünyadan giderken hepsi eşit, hepsi aynı... Ebediyete göç ediyorlar. 'Ölüm gerçek, gerisi boş' diyor insan kendi kendine... Öyle değil mi?
|