Yenildik tamam, kupadan elendik, finale bile kalamadık... Ne olmuş yani? 2010'da Afrika'da görüşmek üzere reklamları dönmeye başladı bile televizyonlarda. Üstelik güzel bir heyecan yaşadık.
Kader gibi canı yanan vatandaşlarımız dışında tabii ki...
Almanya maçı ayrı bir heyecandı ama! Ama ister batıl inanç deyin, ister saflık, ilk golü attığımız anda yenileceğimizi düşündüm. Çünkü gol yiyip, gol atmaya o kadar alışmıştık ki, 'Eyvah' dedim 'Kuralı bozduk, yenileceğiz!'... Sonuç malumunuz! Ama bu heyecan dalga dalga bütün ekrana yayıldı. Almanya maçı öncesi birçok kanal tedbirlerini aldı. Çünkü herkes bu maçın fazlasıyla reyting alacağını biliyordu. Bütün yazarlar, televizyonculuğu bilen herkes atv'yi eleştirdi. Hatta atv-Sabah bünyesindeki önemli isimler bile... atv'nin yayın kalitesi ve yorumcuları tepki aldı. Belki haklılardır, sonuçta söz konusu olan futbol ve ben sadece izleyiciyim. Ama birçoğunuzun benim gibi coşku ve heyecandan dolayı yayıncılıkla pek de ilgilendiğinizi sanmıyorum. Kimin nasıl oynadığı, hangi oyuncunun nereden oynatılması gerektiği gibi konular, Türkiye'de oynanan bir maç için önemli olabilir ama EURO 2008'de milli duygular çok daha ön plandaydı. Neyse bütün ümitlerimiz 2010'a kaldı.
Kanalların aldığı önlemlere gelince, Kanal D reytinglerine en güvendiği dizisi 'Yaprak Dökümü'nün sezon finalini öne çekti. Her hafta 20.45'te başlayan dizi, 45 dakika önce yayına girdi. Maçın ilk dakikaları ile dizinin son dakikaları kesişti. Ve her haftanın 1'incisi olan 'Yaprak Dökümü'nün sezon finali gecenin 2'ncisi olmasına rağmen bence güme gitti. Bunun başlarına geleceğini tahmin eden kanal yöneticileri diziyi ertesi gün bir daha yayınladı. Ancak final yine beklenen etkiyi bırakmadı. Çünkü herkes yarım yamalak izlemişti finali... Oyuncuların başarılı performanslarına yazık oldu. Maç görüntülerinin izinsiz yayınlanması yüzünden de başı derde giren Kanal D, EURO 2008'in herhalde Milli Takım'dan sonra en önemli mağduruydu.