Öldük, öldük, dirildik... Herhalde uzun süre yaşayamayacağımız bir sevinci yaşattı bize Milli Takımımız... İki golü yiyince, bütün umudum kırılmıştı, meğer erken vazgeçmişim... Maçın son 15 dakikası tarih yazıldı. Gözümü ekrandan 1 dakika bile ayıramadım. Hele ki Volkan'ın yediği kırmızı karttan sonra resmen ellerimi gökyüzüne açıp duaya başladım. Son düdükle birlikte televizyonun karşısında zıplamaya başladık. Maçın hemen ardından yorumlar, yorumcular geldi ekrana... Zaplaya, zaplaya kanalları gezerken atv'de takıldık. Atv Spor Müdürü Selçuk Manav, maçın ardından başarılı bir yayına imza attı. Öncelikle Milli Takım Teknik Direktörü Fatih Terim'i canlı yayına alan Selçuk Manav, ardından sırayla futbolcular ve yöneticilerle durum değerlendirmesi yaptı. Coşkusunu dizginleyerek önümüzdeki günlerde bizi neler beklediğini seyirciye ulaştırmayı başardı. atv'de çalışırken sık sık sohbet ettiğim Selçuk Manav'ın insancıl ve sevecen tavrı da ekrana yansıdı. Yorumcular ise yaşadıkları heyecanın etkisiyle, ekranda oldukları gerçeğini pek de önemsemeyip en doğal halleriyle konuştular. Mesela Ömer Üründül, "O kadar heyecanlandım ki, ayaklarım tutmuyor. Oturduğum yerden kalkamadım" deyiverdi. Hoş o dakikalarda hepimiz aynı durumdaydık. 'Futbol adamları' olsalar da, heyecanlarını genelde bastırsalar da, karşılaşmaları başka bir gözle izleseler de, Milli Takım'ın başarısı karşısında insani tepkilerini bizimle paylaştılar. Karşılaşma, yorumlar, yorumcular, televizyoncular bu kadar içten olunca maçın ardını izlemek de bir o kadar keyifliydi. Aynı coşku NTV ekranında da yaşanıyordu. Cenevre'de bulunan Güntekin Onay ve Rıdvan Dilmen, heyecandan yerlerinde duramıyordu. Rıdvan Dilmen'in sesi bağırmaktan kısılmıştı. Şimdi gözler 'Çeyrek Final'e çevrildi. Zorlu bir dönemece girerken sakatlarımıza yenileri eklendi, kırmızı kart gören Volkanımız da oynayamayacak. Umarım aynı coşku ve heyecan sürer. Tabii sadece sahada değil, ekranda da bu içtenlik devam eder.