Trafikte seyrederken etrafınıza bir bakın. Ancak bizim ülkemizde göreceğiniz manzaralara rastlarsınız. Eğitimli, kariyer sahibi insanlar bile aracın direksiyonuna geçince bir garipleşiyor.
Resmen suç işliyor.
Suçu bir kenara bırakın, kendileriyle birlikte başka insanların hayatını da tehlikeye atıyor.
Benim trafikte seyrederken gözlemlediğim 'acayip' hareketlerden bazıları şöyle:
* Öndeki araç, kendi önündeki araçla fren mesafesinde seyrediyor. Arkadaki bundan rahatsız. O aradaki boşluğu doldurması lazım. Hemen sağdan bir hareketle araya giriyor ve frene basıyor. Arkadaki duramazsa çarpıyor.
* Araçlar tek sıra kavşakta ya da ışıkta bekliyor. Bizim uyanık(!) hemen bir sağ çekip o kuyruğun başındaki aracın önüne direksiyonu kırıyor.
* Herkes trafikte ağır ağır ilerliyor. Emniyet şeridi acil durumlar için boş. Fakat bizim uyanık maganda oradan gidiyor.
* Polis aracı sirenini çala çala emniyet şeridinden gidiyor. Bizim maganda, bunu örnek alıp hemen arkasına takılıyor. Polis, dönüp bakmadığı gibi adeta eskortluk yapıyor.
* Ambulans yol istiyor, bin bir anonsla yol veriliyor. Ambulans ilerliyor, arkasında adeta bir savaş yaşanıyor. Herkes arkasına takılmak için birbirini yiyor. Küfür kıyamet...
* Araçlar ışıkta bekliyor. Sarı yanıyor, bir gürültü kopuyor. Arkadaki herkes korna çalıyor.
* Sol şerit dünyanın her yerinde sadece sollama için kullanılır. Bizde en yoğun şerittir. Herkes oradan gitmeye çalışır, dolayısıyla yürümez.
* Yolda bizim sürücüler şerit yerine çizgileri ortalar.
* Tünellerde ve köprü altlarında dörtlü flaşörleri çalıştıran tek ülke sürücüleri biziz.
* Karşı şeritte meydana gelen bir trafik kazasının diğer şeritteki trafiği tıkadığı da sadece bizde görülüyor. Çünkü herkes yavaşlayıp o kazayı seyredince, arkadakiler durur.
* Türkler'in kullandığı araçlarda en geç eskiyen parça, sinyal koludur. Genelde hiç kullanılmaz. En çabuk bozulan aksam ise kornadır. Sürekli olarak çalınır.