'İyi bir yorumcu' olarak anılmayı arzu eden Ferdi Özbeğen'in hayatının en onurlu işi; 2 yıl boyunca Sivas'taki İşhan Köyü'nde 96 köy çocuğuna ders vermesiydi....
- Bana 'piyanist' denmesinden çok, 'iyi bir yorumcu' denmesini arzu ediyorum.
* Neden ki? - Çünkü Fazıl Say gibi çalamıyorsan 'piyanistim' diye gezemezsin ortada. Benim kendime göre mütevazı bir çalış stilim var.
* Kendi yaptığın işleri bile zor beğeniyorsun be üstat... - Bazen de tersi. Mesela hayatımın en onurlu 2 yılı Sivas'ta İşhan Köyü'nde yedek subay köy öğretmenliği yapmamdır. Kışın eksi 15-20 derecede yıkılmaya yüz tutmuş tek derslikli bir okul binasında 96 köy çocuğuna ders vermek ve bunun sonucunu alabilmek gururlandırıyor beni.
ELLERİME SARILDI * Nasıl aldın ki sonucu? - Aradan yıllar geçti, İstanbul Hilton'un karşısında yürürken genç bir kız geldi, "Hocam" diye elime yapıştı. "Siz beni ve 13 arkadaşımı kollarımızdan tutup zorla ortaokula yazdırdınız. Ve ben şu anda edebiyat fakültesinde öğretim üyesiyim" dedi. Bir de İzmir Golf Kulübü'nde Adnan adlı bir genç adamla karşılaştım. Yanında oğlu var. Frankfurt'ta, Öztürk Uçak Şirketi'nin sahibiymiş. O da öğrencimmiş meğer. Oraya bir daha gidemedim kütüphane kurdum köye.
ŞARKI BENDEN TARZ CEM'DEN * Bir fenomen olarak nasıl parlayıppatladın 80'lerde abi? - Ben bir meslek branşı icat ettim. Bu açtığım yoldan para kazanan on binlerce insan lokallerde çalıştı. Ayrıca yüz binlerce eleman o mekanlarda komilik, aşçılık, patronluk yaptı. Milyonlar eğlendi. Bunlar devlete vergilerini ödediler. Yarattığım bu sektör hâlâ devam ediyor. Belki popülerliği yitirdi ama işlevini hâlâ yitirmedi.
* Gençleri nasıl buluyorsun - Eski şarkıları yeni yorumla okuyorlar. Yaratıcılıkları az...
* Kıraç okudu mesela şarkını çok tuttu -Tamam da 30 yıllık şarkımı Cem Karaca tarzıyla okuyup tutturmakla nereye varılır ki?