Siyasi partilerin paylaşamadığı bir "milli İrade" var ya orta yerde.
Hani televizyon papağanları liberaller ve muhafazakarların, Türkiye'nin ne kadar anayasal kurumu varsa dümdüz giderken güya savundukları bir "milli irade" var ya hani...
İşte o milli iradenin hal-i pür melalini biraz deşmekte fayda var.
***
Geçenlerde 30 küsur yıldır İstanbul'da avukatlık yapan bir dostumla sohbet ediyordum.
Konu icra takip dosyalarına geldi. "İcra takipleri ne vaziyette, hacizler artıyor mu azalıyor mu? diye sordum...
Adliyelerdeki takip dosyalarının sayısal hacmi ile parasal hacmi, piyasanın durumunu kabak gibi gösterir bildiğiniz gibi. Yine en güçlü göstergelerden biri de haciz yoluyla gerçekleşen tahsilat oranlarıdır.
Şunları anlattı avukat arkadaşım:
***
Biz daha önceki yıllarda hacze gittiğimiz zaman aşağı yukarı alacağın yüzde 85-90'lık kısmını tahsil edebilirdik. Esnafta hacze uğramaktan bir korku vardı. Kapıya gelindiğinde o anda peşin ödemek için çırpınırlar, belli bir kısmını da taksite bağlamak şeklinde ödeme yaparlardı.
Şimdilerde, tahsilat oranları toplam borcun ancak yüzde 10'u falan civarında gerçekleşiyor. Adliyelerdeki takip dosyaları "borç dağları" haline geldiği için çoğu zaman bir icra heyeti ile birçok avukat bir araya gelip "konvoy" halinde hacze gidiyoruz. Çünkü adalet personeli borç dağlarına yetecek durumda değil.
Borçlu ise çoğu zaman ya kayıp ya da haczedilecek hiçbir şey kalmamış!
***
Milli iradede tabolardan biri işte bu.
İnsanın içini acıtacak bir borç kıskacı, Türkiye'yi kanser gibi sarıyor.
Buna karşılık gazete haberlerinde bankaların bilançolarına bakıyorsunuz.
İlk 3 aylık kârlar arka arkaya açıklanıyor.
En az kazanan banka 250300 milyon doları cebe indirmiş. Yıl sonunda bir aksilik olmazsa milyar doları kasaya koyacak!
Ne kâr bu!
***
Evelallah çoğu yabancı sermayenin eline geçmiş sevgili ve çok şirin bankacılık sektörü halinden o derece memnun ki, televizyon reklamlarından izlediğimiz kadarıyla, "Milli Takımlar"a "sponsorluk etmek için" de birbirleriyle yarışıyorlar.
Milli iradenin gönül verdiği Milli Takımlar'a sponsorluk edeceksin, gönülleri çeleceksin, aynı "milli irade" borç batağında yüzerken kârına kâr katacaksın!
Liberal-muhafazakar demokrasi(!) cephesinin savunduğu Türkiye budur!