Sonra da Menderes'i "hatırlıyorum sevgili"! Darağacına giden yola çıkartılmasına birkaç saat kalmıştı. O daha bilmiyordu ama az sonra Yassıada'dan alınıp İmralı Adası'na götürülecek ve idam edilecekti. Yüksek Adalet Divanı Başsavcısı haberi Menderes'e verdi. - Milli Birlik Komitesi idam kararınızı tasdik etti. Menderes sükûnetini bozmadan sordu: - Bugün ayın kaçıdır acaba? Orada olanlardan bazıları aynı anda yanıtladılar: - 17 Eylül Pazar. Sonra yeniden sordu eski başbakan: - Benimle beraber daha kimlerin hükümleri tasdik edildi? Başsavcı Egesel bir an kararsız kaldı. Söylese mi söylemese mi? - Bunu öğrenip ne olacak ki Adnan Bey? Menderes acı bir tebessümle dedi ki: - Öğrenirsem ne olur? Egesel kızardı, yutkundu ve sonunda söyledi: - 12'sini Milli Birlik Komitesi müebbet hapse tahvil etti, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan ise infaz olundular. Menderes'in gözleri daldı. Biraz sonra odaya ürkek 2 din adamı sokuldu. Ethem Akalın ve Abdurrahman Hürdoğan. İkisi de son derece heyecanlıydı. Dini telkinde bulunmak için konuşmak istiyorlar ama ağızlarından kelimeler çıkmıyordu, adeta boğuluyorlardı. Menderes onlara döndü ve şöyle konuştu: - Hoca efendiler. Sizin yapmak istediğiniz vazifeyi kendi kendime bizzat ifa ettim. Müsterih olunuz!.. Allah'a şükredeceğim. Kadere inanan insanlar daima huzur içinde olurlar... Görevliler son arzusunu sordular. "Aileme birkaç satır yazmak isterim" dedi. İsteği yerine getirildikten sonra bir de sigara istedi. Menderes Yenice sigarası içerdi. Bulundu ve verildi. Az sonra sigarasını yere atıp söndürdü ve aniden ayağa kalktı. Üzerinde kahverengi bir elbise, siyah ayakkabılar vardı. Başgardiyan idam gömleğini giydirebilmek için önden kelepçeli elleri serbest bıraktı. Menderes hareketsiz durdu. Bileklerini ardından kelepçelediler. Bir süre böyle kaldılar. Sessiz. Sonra sanki davete gidiliyormuş gibi şaşkın bir gardiyan "Buyrun!" dedi. Menderes kapıya doğru yürüdü. Dışarıya çıktıklarında yürüdükleri yol sehpaya giden yoldu. Arnavut kaldırımındandı. Yolun dönemecinde birden sehpayla karşılaştılar. Bir an duraladı ve baktı. Ellerinde Tomson silah bulunan jandarma erleri, 3'er adım aralıklarla yolun iki yanında yer almışlardı. Sehpanın altına gelince, Menderes etrafına bir göz gezdirdi. Egesel ve görevli siviller oradaydılar. Yassıada'dan tanıdığı bazı subaylara son bir defa baktı. Sehpanın altında son sözlerini söyleyip masaya çıktı. Oradan da ufak sandalyeye sıçradı. Cellat Kemal Ayson ilmiği Menderes'in boynuna geçirdi. Menderes etrafına bakındı. Bu onun hayata son bakışı oldu. Saat 13.23'tü...