Tuz Gölü.
Yaklaşık 2 milyon yıl önce oluşmuş.
Dünyada benzeri sadece Amerika'da bulunan jeolojik bir miras.
Servet
Tam 1665 kilometrekare büyüklüğünde.
Göl yüzeyinde her yıl insanlara yaklaşık 1,5 milyon ton tuz veriyor.
Karşılıksız
Türkiye ihtiyacının yüzde 70'i.
***
1974 yılında Konya ile Tuz Gölü arasında 185 kilometrelik bir tahliye kanalı devreye sokuldu.
Devlet Su İşleri tarafından.
Konya'nın tüm atıkları bu "zehir kanalı"yla Tuz Gölü'ne akmaya başladı.
Binlerce ton deterjan, yağ, gres, tarımsal ilaç atıkları.
Dahası var:
Nitrat, sülfat, cıva, kurşun, demir, çinko, arsenik, bor gibi ağır metaller.
Öyle ki, yanılıp(!) zehirli dereye giren hayvanlar bir daha yaşamadılar
Tuz Gölü de kararmaya, ölmeye başladı.
İnsanlar sadece seyretti
Çünkü o kanalı onlar yapmıştı
***
Sadece göl değil, yeraltındaki sular da zehirlenmeye ve azalmaya başladı.
Hiçbir arıtma yapılmadan doğruca Tuz Gölü'ne akıtılan tarımsal ve endüstriyel atıklar, hoyratça, hesapsız-plansız açılan kuyular yüzünden
***
Peki Tuz Gölü'nde olanları devlet görmüyor muydu?
Görüyordu.
2000 yılında Bakanlar kurulu kararı ile "Özel Çevre Koruma Bölgesi" ilan edildi.
Ama Tuz Gölü'nde hiçbir şey değişmedi.
Yer altı suları korunacak, topraktaki çoraklaşma önlenecekti.
Önlenemedi.
***
Deterjan, yağ, gres, nitrat, sülfat, cıva, kurşun, demir, çinko, arsenik, bor akışı devam etti.
Çevredeki belediyeler, fabrikalar, insanlar tüm atıklarını acımasızca Tuz Gölü'ne döktüler.
Sandılar ki, hep böyle devam edecek.
Doğa hiç tepki vermeyecek.
Oysa alarm zilleri çalıyordu.
"Bir gün kıyamet kopacak burada" diyordu Doğa Derneği Genel Müdürü Güven Eken.
"Buradaki bitki ve hayvanlar da Tuz Gölü'yle beraber yok olacaklar"
Sadece bitki ve hayvanlar mı?
Bir haftadır Türkiye'nin konuştuğu haberlere iyi bakın.
Aksaray'da, Konya'da, Şereflikoçhisar'da "su"dan zehirlendikleri gerekçesiyle hastanelere başvuranların sayısı 8 bine ulaştı
Peki Aksaray nerede?
Tuz Gölü'nün kıyısında.
Konya?
Kıyıda.
Ya Şereflikoçhisar?
O da...
Bunların hepsi tesadüf mü?