Nurlar içinde yatsın rahmetli babaannem geldi aklıma. Ne zaman hoşuna giden, keyfini gıcırlayan, yüreciğine kuş pırpırı yaptıran bir şey görüp, yaşasa kiraz gibi güler; "Bu şimdi bin liraya değdi vallahi" derdi. Onların gençlik zamanında bin lira öyle büyük bir para, mütevazı hayallerini fersah fersah gerçekleştirecek bir meblağmış çünkün...

Eczane şehir
Denizli'ye yakın bir yerdeyim ve gördüklerim, izlediklerim, kare kare fotoğrafını çektiklerim bir araya gelince aynı şeyi söylüyorum babaannemle: "Bu civarları görmüş olmak bin liraya değdi vallahi." Karahayıt namlı bu yer fevkalade ilginç bir yer. Sayın ki açık havaya kurulu dev bir eczane burası. Türlü çeşit hastalığa şifa olan suyu ve çamurunun derman olduğu illetleri sayarak başlayayım da ne okuyacağınızı bilerek 'takılın' yazıma.

Acı mı acı...
Öncelikli faidesi; kalp ve damar hastalıklarının tekmiline birden. Ardından böbrek kumuna, taşına, idrar yollarındaki her nevi arızaya, ilaveten romatizmaya, göz, cilt, tansiyon, felç, sinir hastalıkları ve raşitizm vakalarına iyi gelen bir suyu var Karahayıt'ın. Radyoaktivitesi epey yüksek, tadı acı mı acı. Sıcaklığı bazı yerlerde 50-55 dereceyi buluyor ama çoğu tesiste sistem kurulup dirsek yakmayan düzeye 33- 35 derece arasına da çekilebilen bir termal su bu.

Tarif edeyim mi?
İçinde epeyce sülfat, kalsiyum, karbondioksit ve bikarbonat taşımakta. Rengi kırmızı kırmızı akan bu sulardan ister iç, ister banyo kürleri yap yararlan. Adını duyanınız duymayandan azdır muhtemelen. O nedenle nerede olduğunu tam bir tarifleyeyim size, bilginiz olsun.

Yükselen kent
En kolayı Pamukkale'yi kerteriz alıp anlatmak. Çünkü bir gıdım ötesi, 5 kilometre ötesinde Pamukkale'nin. O yüzden de epey bir gölgesinde kalmış oranın ama şimdi yükselen değer Karahayıt. Sağlık Bakanlığı'ndan onay çıkınca şifalı çamuru paketleyip satacaklar diye heyecanla gün sayıyorlar.

Ottoman...
Yörenin yaşlısı genciyle, esnafı, iş adamı, memuru, emeklisiyle bol sohbetler yaptım. En kapsamlı bilgileri ise meydanın ortasında bar, disko, kahve, kıraathane, düğün salonu, bayram yeri, şenlik, etkinlik toplantı merkezi fonksiyonlarının tekmilini icra eden Ottoman adlı mekanda öğrendim. Çünkü kalabalık ve sorulara heyecanla yanıt veren yerliler vardı. Az öteye yazayım, sohbetten size tüyolar aktarayım...