Rakamlar büyük ama analarının ak sütü gibi helal bu para onlara. Çünkü gerçekten de işin ceremesini, ağırlığını, acısını çekmiş kuşaklardan almışlar bu mirası. Ufak bir araştırma yapınca rastladıklarıma bakın okuyun:
PAZAR KAYIKLARI İstanbul'un fethinden bir müddet sonra şehirle, sahil köyleri arasında muntazam kayık seferleri tesis edilmiş ve bu seferler hakkında muhtelif devirlerde nizamlar konulmuş. 1677 senesinde Marmara, Haliç ve Boğaziçi'nde 17 kayıkçı iskelesi ve bu iskelelere bağlı 1458 kayık varmış. İstanbul'un ilk toplu insan deniz taşıtları "Pazar kayıkları" olmuş. İskeleler arasında insan ve eşya nakleden kayıkların her biri 50-60 kişi taşır günde birer-ikişer nöbet sefer yaparlarmış.
MAŞRAPA ZAMANLARI Pazar kayıkları üç, dört çifte olur, her küreği ayakta olmak üzere bir adam çekermiş. Pazar kayıkları içlerinde oturmak için birer kilim bulunur ve yolcuların su içmelerine mahsus maşrapalar bulunurmuş. Pazar kayıkları çoğalınca bunların idaresi 1837 senesinde evkafta 750 kuruş maaşla bir kayıkçılar kitabetine bağlanmış ve 10 yerde de kayıkçılar kethüdası kurulmuş.
SİZ DE HELAL ÇEKİN Şirket-i Hayriye'nin tesisinden sonra da Pazar kayıkları faaliyetine devam etmiş. Vapurlardan daha ucuza insan ve eşya taşıyan bu kayıklara fakir halkın rağbeti eksilmemiş çünkü. İşte ta o devirlerde her türlü riskine, tehlikesine rağmen emekle, yürekle, bilekle kazanılmış bir ata-dede hakkı onların ki. Nazar etmeyin, siz de helal olsun deyin.