Sanayi Bakanı Zafer Çağlayan, Ankara Sanayi Odası Başkanlığında soyadı gibi çağlardı. Neredeyse her gün sanayinin içinde bulunduğu sıkıntılara değinir, çözüm yolları önerir ve dişe diş savaş verirdi. Onun, bu hiperaktif tutumu siyasilerin dikkatinden kaçmadı ve sonunda politika arenasına atıldı. Birikimi ve sorunlara pratik çözümlerle yaklaşımı, kısa sürede sorumlu bir makama yani bakanlık koltuğuna oturmasına yol açtı. İşin başına geçince eski hiperaktifliğinden bir şey kaybetmedi. Yine yoğun bir süreç yaşıyor. 24 saat yetmiyor. Gece yarıları yatırımcılarla görüşmeler yapıyor. Ancak olmuyor. Kendisinin tüm uğraşlarına ve gayretine karşın biriki ufak çözümün dışında sanayinin içinde bulunduğu sorunlar devam ediyor. Hatta büyüyerek gidiyor. Örneğin, ASO başkanlığı döneminde defalarca ele aldığı ve sanayinin kurtuluş yolu diye nitelendirdiği "sanayi envanteri" ne oldu? Bilen yok. Gecikmesindeki sebepler ne? Yine sanayide istihdam politikasında gelinen nokta bilinmiyor. İthalata dayalı sanayileşmenin sıkıntılarını kaldıracak önlem alınacak mı? Tekstilde, otomotivde, gıdada ve sanayinin diğer dallarında üretim ve ihracat arttırıcı çözümler ne durumda? Ara eleman yetiştirme konusunda neler yapılıyor? Bunlar hep rafta mı kalacak ve tozlanacak? Kalmış durumda. Sanki bakan koltuğuna oturunca, çağlayamıyor. İstemi dışında da olsa, "durgun" akıyor.