Akciğer kanserinden sonra kadınların en çok hayatını kaybetmesine yol açan meme kanseri, erken evrede teşhis edilebiliyor ancak nedeni tam olarak bilinmiyor.
Meme organı, her 2 cinste de var olan ve göğüs kafesinin ön duvarı üzerinde, kasların önünde yerleşen, üzeri cilt ile kaplı, yağ ve bağ dokularından zengin olup bazı hormonlardan etkilenerek büyüme yeteneğinde olan bir çift yapıdır. Süt üretme yeteneğinde olan dokulardan oluşan meme, kan damarları ve lenf yapıları açısından zengindir. Erkeklerde büyümeyen ve bilinen herhangi bir fonksiyonu olmayan memeler, bayanlarda buluğ çağında kadınlık seks hormonlarının etkisi ile büyümekte ve gebeliğin getirdiği bazı değişiklikler ile süt üretmektedir.
HER 2 CİNSTE DE GÖRÜLÜYOR Kişisel ve çevresel faktörlerin etkisi ile meme yapısının içerisinde yer alan hücre çoğalmasında anormal değişikliklerin oluşması ve bu hücrelerin normal işlevlerini kaybedip hızlı büyüme ve çoğalmaya başlaması, kanser dokusunun oluşumuna yol açmaktadır. Dolayısıyla meme kanserinin her 2 cinste de görülme olasılığının mevcut olmasıyla birlikte; memenin derisi, yağ ve bağ dokusu, süt üreten yapıları, lenf ve kan damarlarının yapısından kaynaklanabilmektedir. Meme kanseri deyince, memenin süt üreten dokuları ve süt kanallarından kaynaklanan kanser türleri akla gelmektedir. Meme kanserini önemli kılan; kadınlar arasında yaygın oluşu ve hızlı yayılım göstererek uzak dokulara kadar sıçraması yoluyla tedavi şansının ortadan kalkması ve kadınların kanser nedeniyle ölüm oranları açısından üst sıralardaki yerini korumasıdır.
ERKEN TANI ŞART Meme kanseri hakkında birçok bilginin var olmasına karşın hastalığın kesin nedeni bilinmemekte ve oluşumu engellenememektedir. Görüntüleme yöntemlerinin gelişmesiyle meme kanserinin tanısını erken bir evrede koymak mümkün olduğu gibi tanısı konulan hastalığın tedavisi de başarılı olabilmektedir. Meme kanseri kadınların ölüm nedenleri arasında akciğer kanserinden sonra 2. sırayı tutmakta, meme kanseri nedeniyle kadınların hayatını kaybetme oranında iyileşme sağlanamamaktadır. Bunun en önemli nedeni ise erken evrede hastalığın tanısını koymadaki yetersizliktir. Ancak, tıptaki gelişmelere paralel olarak meme kanserine yakalanan hastaların kaliteli yaşam süreleri uzatılmıştır.