Işık Elçi sezgilerini çocukken fark ettiğini anlatarak, "Annem beni bu yüzden misafirliklere götürmek istemezdi. Orada herkesin yalanını söylerdim. Sarı civciv kasasının içinde siyah civciv gibiydim. Çocukken kasanın içinde kalmak için sarı civciv gibi görünmeye çalıştım" diyor. İlk rehber rüyasını 17 yaşındayken "Neden yazmıyorsun?" diye sorulan bir rüyayla gördüğünü anlatan Elçi'nın hayatı bu rüyanın ardından aldığı dramatik yazarlık dersleriyle değişmiş. İlk kitabını bu rüyadan yıllar sonra yazan Elçi'nin; "Rehber Rüyalar" ve "Rüyalarla Kişisel Gelişim Yolculuğu" adlı iki kitabı bulunuyor. Hiç aklında yokken kendisini "rüya seminerleri" verirken bulan, başta bu sıfatı kendisine yakıştıramayan Işık Elçi, yine rüyalarından aldığı işaretlerle evlendiği eşinin desteğiyle bu konuda uzmanlaşmaya karar vermiş. Şu sıralar "Tanrı'dan Geleni Söyle" adlı üçüncü kitabını yazan Elçi, "Dünya bir uyanma ve aydınlanma dönemine girdi ve rüyalara eskisinden çok daha fazla önem veriliyor. Özellikle 4-5 aydır hiç görülmemiş bir ilgi var" diyor.