Albay Reşat komutanı Mustafa Kemal'e 'düşmanın eline geçen Çiğiltepe'yi yarım saatte alacağım!' diye söz veriyor. Sadece 8 dakikalık gecikmeyle Çiğiltepe tekrar bizim oluyor. O vatan parçasının ve altın harfli bağımsızlık cümlelerinin 8 dakika geç söylenmesi nedeniyle Albay Reşat silahını dayayıp şakağına kıyıveriyor canına... Yani Albay Reşat sözünü zamanında yerine getiremediği için yaşam hakkı tanımıyor kendine. Ben böyle bir şey yapmazdım. Yanında olup eline sarılmak; 'Yapma daha güzel günler göreceğiz / motorları maviliklere süreceğiz!' demek istedim. 'Kim bu cennet vatan uğruna olmaz ki feda!' durumundaydı Reşat ve bastı tetiğe. İyi Reşat, kahraman Reşat, Albay Reşat... Dönelim Albay Reşat'ın şakağına kızıl bir karanfil gibi işleyen kurşun yarasından 100 yıl sonraya; yani bugüne... Yer bu kez Çiğiltepe değil Taksim Meydanı. Ünlü Cumhuriyet Kutlamaları- Daha geçen seneki- Cumhuriyet kutlamaları esnasında biriken kalabalıkta cephedekine benzemeyen bir dalgalanma oluyor. Sarı saçlı Rus tazelerin olduğu yerde. Cumhuriyet kutlamalarına huşiçinde katılan erkek vatandaşlar o sarışınların kaba etlerine doluyorlar parmağı. Kadınlar büyük telaş içinde kaçışıyorlar. Ağızları iki karış açık. 'Ne var yani o kadara kalabalığın arasında ne işi var bu yarım eteklilerin?' diye sormuş abazan arkadaşlar 'biz de elleriz tabii!' Evet aga suç işlemiş o yarım etekli! Sarışın güzeller ve Cumhuriyet kutlamalarına katılmışlar! Yani etek boylarının kısalığı yüzünden hak etmişlermiş taciz edilmeyi! Helal olsun! İyi açıklama, nefis yaklaşım! Bunda bir şey yok. Genel olarak iyi eğilimlerin sergilendiği bir gece ve olay münferittir açıklaması yetmez! Annelerini öldüren ve tecavüze uğrayan kız çocukları, genç kadın heykel figürünün kalça kısmını elleriyle okşayıp 'taş gibi taaş!' diye yazanlar, gelinlikle yollara düşüp uluslararası barış çağrısıyla yollara düşen bir 'yabancı'ya ölümü reva görenler, yaşları 10-12 arasındaki öğrencilerini taciz eden satranç hocaları... İşte bizim ortalamamız... Yine yazayım ve es geçilen cümlelerimi gözünüze sokayım; "Beğenmediği kadını dövecek -beğenirse kalabalıkta g.tünü elleyecek ya da öldürecek-, erkeği öldürecek, memleketi yakacak, binayı bombalayacak, topluluklara! ya sev ya terk et' diyecek, kendisinden olmayanları insan saymayacak-o İtalyan da bu yollara çıkmasaymış kardeşim diyenler dahil buna- bir nesil büyüyor' Aaah iyi Reşat, kahraman Reşat, Albay Reşat...