Efendim malumunuz basketbol camiasında rahatsız bir arkadaşımız var; Doğan Hakyemez. Kifayetsiz muhteris bu kardeşimiz, pek çok işi, Cem Yılmaz'ın eskilerde kalan reklamındaki gibi "tamamenduygusal(buradabirparmakhareketivardı)nedenlerle" aynı anda yapmak ister. Hürriyet Gazetesi basketbol yazarıdır. Basketbol Milli Takımı menajeriyken aynı zamanda Antalya Büyükşehir Belediyespor'un da menajeri olmaya kalkışınca bu katmerli çarpıklığı teşhir ettim. Milli Takım Menajerliği'nden doğal olarak attılar. Bir takımın maaşlı adamıyken gazetede basketbol yazmaya, hakem kararları dahil her konuyu eleştirmeye devam etmekte, küme düşmenin kaldırılıp kaldırılmamasına dair ahkamlar kesmektedir. Menfaat kaybının hezeyanıyla, söyleyeceği bir şeyi varsa köşesinde açıklamak dururken, beni "basın yoluyla hakaret" isnatlarıyla mahkemeye vermektedir. Uyanık ya, ben, kendisi ve gazetem İstanbul'da, davayı İzmir'de açıyor. Neden acaba? Her neyse, kişi, temyizde olan davayı basın toplantısıyla "tazminat kazandım" diye bağrındığı için; açıklama hakkım doğdu onu sizlerle paylaşıyorum; 5.01.2007, 2.1.2007, 15.01.2007 gibi değişik tarihlerde yazdığım "hayaltacirihakyemez","sırttakikambur","hakyemezdegmanlandı"başınaişaldı" başlıklı yazılarım nedeniyle Doğan Hakyemez'in (nağmı diğer DODO) yaptığı şikayetler nedeniyle "basın yoluyla hakaret" suçlamasıyla açılan davada yargıç, "yazılarıneleştirisınırındakaldığı,kamuoyunubilgilendirmeamacıolduğu,menajerliğindeğiştirilmesinedeniyleserteleştirileryapıldığı" gerekçeleriyle beraat kararı vermiştir. Bir saatlik saltanat yaşayacağımız musalla taşında "kişiyi nasıl bilirdiniz" dediklerinde eksik kalmayasınız diye anlattım. Basketbol camiasında, rakibini hastaneye koşturan Ömer'ler, top benden çıktı diyen Kaya'lar da var. Maalesef DODO'lar da...