Atma Recep din kardeşiyiz Turgay Demirel beklenen açıklamasını sonunda yaptı. Neden beklenen çünkü; Tanjeviç'in eş zamanlı Milli Takım ve Fenerbahçe koçluğu muhteşem projesi Fenerbahçe'yi içerde dışarıda uçurumun eşiğine getirdi. 2010 salonlarının esamisi yok ortada. Kamuoyunun yeni balonlarla kandırılması lazım. Aynen size söyleye geldiğim gibi sıralamış göz boyama incilerini. Özetle "Rahatbırakın,eleştirmeyin,16yıllıkoyuncağımıalmayınelimden" diyor. Tık nefes, AvrupaFIBABaşkanıolmasıolasılığını, yarı sahadan son saniye ümitsizlik atışı benzeri sallıyor ortaya; "2010yılındaFIBAAvrupabaşkanıyenidenseçilecek,bukadarTürkbasketbolunahizmetettiktensonra,TürkiyeadınaFIBAAvrupabaşkanlığınıüstlenmemkaçınılmaz". Baksen,TümAvrupabasketbolülkelerionubaşkanseçmekiçinbekliyorlarmış.
***
Malum numara "Beni eleştirerek FIBA Avrupa Başkanı olma şansımı zora sokanlar vatana ihanet ederler" diyerek ulusal başarısızlığını örtecek. Bu kez kimseye yediremezsin. Artık hayvan terli yemez. Anlamsız şekilde ULEB düşmanlığı sürdürmüş Demirel'in FIBA Avrupa Başkanlığı için %10 bile şansı yok, olamaz. Bir tarafa not alın; FIBA Avrupa Başkanlığı Litvanyalı'ların olacak. Beklendiği gibi 2020 çıtasını da savurdu. "Şimdilerde başarısız gibi gözükse de Türk Basketbolu 2010'dan sonra patlayacakmış." Laf salatası arasında (bu patlama nasıl olacak) en ufak bir ipucu yok. 2010 Dünya Şampiyonası salonları için anlattıkları ise tam bir bilmece. Final maçları için FIBA zorunluluğu 15000 kişilik bir salon, İstanbul'un bir yerinde, günün birinde, birden bire yapılacakmış.
***
Nerede, nasıl, hangi bütçeyle, kimin tarafından ne zaman yapılacak sanki Devlet sırrı. Bu sanal salon öylesine görkemli olacakmış ki, hani NBA maçlarının Avrupa'da oynanma projesi var ya. Belki bu sanal salonun cazibesiyle NBA Avrupa'da ilk defa İstanbul'da oynanırmış. Yok, artık, ufak at da civcivlerde yesin. Seyircisizlik ayıbını örtmek için Abdi İpekçi'ye perdeler çeken adam 15 bin kişiden, NBA'i Türkiye'de oynatmaktan bahsediyor. Kargalar güler buna, NBA Avrupa aday kentleri; Paris, Madrid, Berlin ve en kesin gibisi Londra. Konuya Fransız oldukları için Bakan ve GSGM'den Mehmet Atalay bu ninnilerle uyuyabilirler ama ay sonunda gelecek FIBA değerlendirme komisyonunu kandırmayı denemeyin çünkü işin şakası yok. Basketbolun yakın geleceği ulusal mesele olarak ele alınmalı. Bir kişinin uydurma gücüne daha fazla bırakılmamalıdır.