Önceki yazımda 3568 sayılı Kanun'da yapılan değişiklilere değindim ve devam edeceğimi belirttim. Şimdi devam ediyoruz. Seçim sisteminde önemli değişiklikler oluyor. Çoğunluk sisteminden nispi sisteme geçiliyor. Bu şekilde TÜRMOB yönetiminde temsil edilemeyen ve ağırlığı da olmayan iktidar partisine yakın kesimler TÜRMOB'da söz sahibi olabilecek. Bu noktada bana göre çok önemli bir değişiklik de delege sistemi. Mevcut durumda odalardan her 25 üye için bir TÜRMOB delegesi seçiliyor. Yeni sisteme göre ise üye sayısına bakılmaksızın her odanın 5 delegesi olacak, ondan sonra da her yüz üye için bir delege hesaplanacak. Oda kurmak için 25 üye gerekiyor. Bu durumda örneğin, 25 üyesi olan oda TÜRMOB'da 5 delege ile temsil edilecek, 549 üyesi olan oda ise 10 delege ile. Örnekteki durumda üye sayısı 22 kat fazla olan odanın delege sayısı sadece iki kat fazla olacak. Yapılmak istenen şey çok açık: TÜRMOB'da küçük odalara söz hakkı tanımak. Bu değişikliğin nasıl bir adalet anlayışına dayandığı tartışılır. Ama tartışılması gereken bir şey daha var: Tek adamın belirleyici olması. O durum çok mu doğru? Bu yanlışa itiraz edenlerin o yanlışa neden itiraz etmediklerini de sormak gerekir. "Yanlış ben yaparsam yanlış sayılmaz" derseniz, herkes kendisinde o hakkı görür. Bir zamanlar bir TÜRMOB başkanının kendisine ulaşamamaktan yakınan bir "küçük oda" yöneticileri için "zaten dört delegeleri var" dediğine de tanık olduk, kendi odasında delege seçilemeyen kişinin TÜRMOB yönetiminde bulunması nedeniyle doğal delege olarak yeniden TÜRMOB yönetimine girmesine de. Yani "çoğunluğum var istediğimi yaparım" anlayışı orada da var. Kim yaparsa yapsın demokrasi bu değil. Ama tepkiden de demokrasi doğmuyor, bazen daha büyük yanlış doğuyor. Sınavsız olarak yeminli mali müşavir olmak da kaldırılıyor. Meslekle çok da ilgili olmayanların sınavsız meslek mensubu oldukları yönünde eleştiriler de vardı. O eleştirilerin etkili olduğu anlaşılıyor. Ama tasarıda mesleğin esas sıkıntısı olan ve hiçbir yerde benzeri görülmeyen, mantığı da bulunmayan "müteselsil sorumluluk" uygulamasına ilişkin bir değişiklik yok. Bu da tasarıyı hazırlayanların mesleğin gerçek sorunları ile değil, daha çok işin siyasal yanıyla ilgilendiklerini gösteriyor.