Efes Pilsen'in yokuş aşağı gidişinin aranan günah keçisi bulundu ve bileti kesildi. David Blatt'ın Avrupa şampiyonluğu elde etmiş bir antrenör olduğunu söyleyen Özerhun, "Sezon başından bu yana hem Avrupa'da hem de ligde istenilen sonuçları bir türlü alamadık. Pınar Karşıyaka yenilgisi sonrası da oturduk ve karşılıklı olarak anlaşıp yolların ayrılmasına karar verdik. Kendisine teşekkür ediyoruz"'diyerek tabuta son çiviyi çaktı. Sizi bilmem ama bu çözüm beni fazla tatmin etmedi. Salt coaching/kenar teknik yönetimi miydi yani Efes Pilsen'i başlangıç muhteşem kadrosuyla Top16 dışına atan. Drew Nicholas krizini tek başına Blatt mı yüzüne gözüne bulaştırdı? Olmuş ile ölmüşün davası yapılmaz ama Biracılar'ın yeniden topyekün maya ayarı yapmaları gerek gibime geliyor. Son Fenerbahçe ÜLKER-Cola Turka Beşiktaş derbisinde Solomon/Kinsey üçlük bombardımanına çare bulamayan Ergin Ataman'ın "Efes Pilsen, Karşıyaka'ya yenilince oyuncularım gevşedi" mazeretine başvurmasını da garipsedim. Perşembe Torino'da Cafe Crown Galatasaray karşısında ULEB Kupası yarı final şansı kovalayıp, belki de ülkemize bir şampiyonluk kupası getirmesi beklenen bir takımın maç kazanma direnci daha güçlü, oyuna konsantrasyonu daha farklı olmalı. Haftanın olayı hırçınlığıyla ünlü sevgili Kaya'nın "top benden çıktı" fair play refleksiydi. Geçen gün sinema girişinde rastladığım, karşılıklı sevgi ve saygı çerçevesinde "Yahu Ömer yoksa olmayan apandisitini mi aldınız çocuğun" diyerek şakalaştığımız Ömer/Hüseyin "rakibi apandisit ameliyatına yetiştirme" dostluk refleksine bir yenisi eklendi. Bunlar jest değil içten gelen hareketler çünkü bunlar "iyi, adam gibi adam" çocuklar. Basketbol ailesi olarak, profesyonel olmasına rağmen özünde temiz kalmayı başarabilen, gençler yetiştirmiş olmaktan iftihar edebiliriz.