Kardeşim bayılıyorum bu atasözlerine. Neler söylenmiş neler... Baktım geçen gün elimdeki eski püskü atasözleri kitabına. Benim eski püskü kitabım çok. Çekip aldım kütüphanemden ve okumaya başladım. Diyebilirim ki; "bu tür kitaplar roman tadında oluyor." Abartmıyorum!.. Bulun bi atasözleri kitabı, bakın. Yol arkadaşlığı üzerine düşünüyorum çoktandır. Yarı yolda bırakmayı, bırakılmayı.. Yola çıkmadan mazotu tüketmeyi kaldırım edebiyatına örnek oldu buanlatıyor bu atasözü. Hangi ata söylemiştir, daha doğrusu bunu bir ata mı söylemiştir, bilmiyorum ama iyi söylemiş; "Abdalınarkadaşlığıyolgörününceyekadardır." Yahu harbiden öyle ama... Diyelim bir arkadaşınla bir işe koyuldun. Ve diyelim tabiri caizse yola çıktın. Ya da çıkmak istedin. Niyet önemli elbette ki; ama yol arkadaşının tutumu da bu niyeti besler ya da açmaza sokar. Besler elbette ki yol arkadaşın sırtını verebileceğin biriyse. Açmaz orada başlar; yol arkadaşın sırtını dönemeyeceğin biriyse.
ACELEYÜRÜMEYELİM Tamam ama ya sen yolu yordamı bilmeden çıkmış, acele etmiş; donanım, erzak sağlamamış isen? O zaman da şunu söyleyelim; "Aceleyürüyenyoldakalır." Yolda kalmak? İşi becerememek, halledememek, yolda bırakılmak, sorunu halledememek... Aklınıza yolda kalmak ile ilgili ne geliyorsaHazır olun şimdi geliyor; "Adamakkolay,ödemekgüçtür." Ve ama zaten "Adamaklamaltükenmez"miş değil mi? Bir de şunu söylerdi eskiler; "Bekarakarıboşamakkolaydır!" Malla, mülkle, yolla ilgili problemleri anında terkeder böyle tipler. Sorumluluk yok, sıkıntı yok. Kiminde gam, keder, tasa yok... Çünkü, başka bir insanın, olayın ağırlığı yok. Konuşur bunlar. "Aaazıvariştekonuşuyor" deriz böyleleri için. Hatta şöyle deriz; "Ormanıyansaderdinedeğil!"
MEVZUODEĞİL! Evet, siz mevzuya giriyor görünüp sorunu ortaya koyduğunuzu sanıyor olabilirsiniz. Problemi çözmeye adaysınızdır ve bununla ilgili bütün girişimlerde bulunmuş, buna ilişkin sözlerle kanaviçenizi yapmışsınızdır cümlelerin üzerine. Eeee? Mesele halloldu mu peki? Evet diyen var, hayır diyen var dii mi aranızda? Ama şu var ki ,"Adamıniyisiişbaşındabelliolur." Oy oy oy... Gittikçe narin bünyemde dilime doğru karıncalanma başladı. Geçerim yolun, yol yordamının hallerinden. Sonradan ne anlama geldiğini öğreneceğim bir atasözü sarf etmişti bir fabrika işçisi. Paşabahçe kapatılıyordu ve fırınlamada çalışan işçi fabrikanın kapatılmasını engelleyemediklerini çünkü içeriden vurulduklarını anlatıyordu kendince. Bunu anlatırken hiç "kahpe, kalleş v.b. gibi iç yaralayıcı kelimelere dil dolamadan söyleşinin sonuna yapmıştı kanaviçesini; "Ağacabaltavurmuşlar,'Sapıbedenimde'demiş." Ben baştaki sözlerden birine takıldım; "Adamakkolay,ödemekgüçtür." Eee sözde üstümüze yok. Çünkü, biz sözlü geleneği yazılısından daha güçlü bir milletiz! Atalar mı söylemiş; bunları söyledikleri için mi onlara ata demişiz, bilmiyorum ama her cümlede neredeyse bir roman saklı değil mi?