AK Parti kapatma davasının görüşme süreci başladı.
Hatırlatalım:
RP davası göz önünde bulundurularak, karar için 6 aylık bir süreden söz ediliyor.
Bu zaman dilimi ekonomi ve siyaseti dalgalandıracak.
Ekonomideki dalga; döviz ve faizde yüksek seyrin devam etmesi, borsada günlük hareketlenmelere rağmen kalıcı bir çıkışın yapılamaması şeklinde gerçekleşebilir.
Yabancı sermayede oluşacak isteksizliği de hesaba katmak gerekiyor.
Siyasetteki gerilimin boyutu ise AK Parti'nin atacağı adımlarla ölçülecek.
***
İddianamenin "oy birliği" ile kabul edildiğini not etmek gerekiyor.
Bu karar, davanın sonucuna ilişkin bir ipucu olabilir.
Zaten AK Parti yönetiminin de "kapatma" olasılığını dikkate alarak çözüm arayışına girdiği gözleniyor.
Prof. Dr. Ülkü Azrak, AK Parti'nin "savunma"ya konsantre olmak yerine, Anayasa'yı değiştirerek davadan kurtulma yoluna gitmesini, "Kapatılacağız" endişesine bağlıyor.
***
Bu arada, RP ve FP davalarının avukatlığını yapan RP eski Milletvekili Şeref Malkoç, AK Parti'ye "dost tavsiyesi"nde bulunuyor:
"Sayın Başbakan CHP ve MHP liderleriyle görüşerek çare arasın..."
MHP Genel Sektereri Cihan Paçacı ise parti kapatmanın doğru olmadığı görüşünü yineliyor. Ancak "Bir değişiklik yapılacaksa çok geniş katılımla yapılmalı" diyor.
Tercümesi, Şeref Malkoç'un önerisiyle örtüşüyor:
"AK Parti, bir Anayasa değişikliği yapacaksa, sadece MHP ile değil, aynı zamanda diğer muhalefet partileriyle de birlikte hareket etsin."
***
Peki bu yapılmazsa ne olur?
AK Parti tek başına Anayasa'yı değiştirecek güce sahip.
Ancak, CHP şimdiden yapılacak değişikliği Anayasa Mahkemesi'ne götüreceğini ilan etmiş durumda.
DSP de destek veriyor...
Düşünün şimdi:
Anayasa Mahkemesi, görüşmekte olduğu davayı doğrudan etkileyecek bir Anayasa değişikliğine ilişkin "iptal" başvurusu önüne geldiğinde neye karar verir?
***
Cumhurbaşkanı Gül de 4'e karşı 7 oyla bu davaya dahil edildi.
Dışişleri Bakanlığı yaptığı dönemde "laikliğe karşı eylem"de bulunduğu öne sürülüyor.
Oysa cumhurbaşkanları "vatana ihanet" dışında yargılanamıyor.
Ortada bir "ihanet" durumu yok.
Dolayısıyla ceza alması da söz konusu değil.
Ama davaya dahil edildi.
Neden?
Akademisyenler bu kararın "istisnai" bir durum olduğuna dikkat çekiyor.
Hukuki olarak "ceza" içermeyen bu istisnai durumun hedefi farklı:
AK Parti kapatılırsa, Cumhurbaşkanı'nın görevini sürdürmesi "etik" açıdan tartışmaya açılacak...
***
Merak edilen bir başka nokta:
Kapatma davası kabul edilirse, "siyasi yasak" istenen Başbakan Erdoğan ve 39 milletvekilinin durumu ne olur?
Sorunun yanıtını Adalet eski Bakanı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk veriyor:
Erdoğan bağımsız aday olup yeniden seçilir.
Tabi yasaklanacak diğer milletvekilleri de bağımsız olarak seçilme şansına sahip olacak.
Tıpkı, yasaklı DTP'lilerin "bağımsız adaylık" yoluyla Meclis'e girmeleri gibi...
Ondan sonra...
Yeni bir partide, yeni bir yolculuk başlar...