Kapatma davasını "bloke edecek" arayışlar sürüyor.
MHP ile uzlaşma sağlansa da sağlanmasa da AK Parti Anayasa'yı değiştirmekte kararlı görünüyor.
AK Parti'nin 340 milletvekili var.
Değişiklik için 5'te 3 çoğunluğun oyu yeterli.
Bu da 330 milletvekiline tekabül ediyor.
Ancak, 367'nin altında bir oy çıkması durumunda referandum zorunlu hale geliyor.
Zaten AK Parti'nin hedefi de 330 ila 367 arasında bir sayıyla değişikliği gerçekleştirip halkoyuna gitmek...
***
İktidar partisinin yöneticileri kapatma davasının yeni bir mağduriyet yarattığını, bunun da kamuoyunda tepkiyle karşılanacağını düşünüyor.
Dolayısıyla referandumda yüzde 50'nin çok üzerinde bir destek sağlanacağı hesaplanıyor.
***
Anayasa değişikliğinin içeriği önemli değil.
Vatandaş bunu nasıl algılayacak?
Daha doğrusu vatandaşın algısı hangi propaganda ile yönlendirilecek?
Bu noktada kritik bir soru öne çıkıyor...
Propagandanın iskeletini oluşturacak kritik bir soru:
"AK Parti'nin kapatılmasını istiyor musunuz, istemiyor musunuz?"
***
Tabii böyle bir sorunun yanıtını vatandaş düşünecek.
İktidar partisi kapatılırsa ne olur?
Dünya ekonomik krizle boğuşurken, Türkiye de krizin içerisine düşer mi?
Düşerse dolar ne olur, faiz ne olur?
Ne kadar fakirleşiriz?
Düzenimiz bozulur mu?
Yardımlar kesilir mi?
İşte bunun gibi bir dizi sorunun yaratacağı bunalımla sandık başına gidecek kişiler, büyük olasılıkla "Yeni bir kriz çıkmasın" seçeneğine oy verecek.
Zaten Türk halkının genel eğilimidir.
"Mağdur"dan yana tavır alır.
Genel seçimde de aynı şeyi yapmadılar mı?