Her zaman söylüyorum, puan cetvelleri liderlerini hak etmelidir.
Beşiktaş, hak ettiği bir yenilgiyle liderliği kaybederken, bulunduğu yeri hak etmenin daha çok mücadele gerektirdiğini öğrenmiş midir acaba?
Maçtan sonra Başkan'ın evindeki toplantıda,
Ricardinho'yu 3 puan sanığı olarak ilan etmek varken...
Rüştü'nün korkaklık hummasına ses etmeyenler için, bir yabancıyı suçlu ilan etmek kolay ne olabilir ki!
***
Haftanın en değerli galibiyetini
İstanbul Büyükşehir, en anlamlı alkışları
Abdullah Avcı aldı.
Abdullah Avcı, için imkansız diye bir şey yoktur.
Takımlarında
"ıskartaya" çıkartılan adamları, galibiyet soluyan adamlara dönüştürmesi, onun teknik adamlığına duyulan saygının ve bilginin eseridir.
***
Haftanın adamı
Galatasaraylı Servet'ti. Bakıyorum da her maçta, sonsuz bir koşuda.
Galatasaray takımında kaybetmeye hiç kimse onun kadar itiraz etmiyor.
Hiç kimse onun kadar, kazanmaya da gayret etmiyor.
Bir yanı kapı gibi, bir yanı anahtar...
Attığı talihli gole gelince.
Terinin her damlası ırmak olmuş futbolcuların, talih de yanındadır.
***
Semih Şentürk'ü tarif etsem; "İnatçı bir sessizlikle, kıyameti koparan ayakların buluşması" derim.
Milli takım, bu gencin verdiği mücadelenin ve attığı gollerin hakkıydı.
Ümit Karan'la
Fatih Terim'in yıldızı da asla barışmıyor.
Pardon ama emekle golcülüğün buluştuğu bir adamı, görmezden gelmenin başka bir adı olmalı.
Rüştü ve
Sabri bile milli takımda...
Emre Aşık ve
Yasin Çakmak bile.
***
Şahı koruyan piyonlar ülkesinde, haksızlığın kalesinde mat olmak da var!
Nasılsa herkesin bumerangı kendine dönüyor.
***
Adnan Polat, Galatasaray'a başkan oldu. Sportmenliğin yüzünden düşen bin parça!
Adnan Polat, yöneticiyken kendine yakıştırdığı söylemleri, başkan olarak da kendine yakıştıracaksa...
Çocuklarımızı
Adnan Polat konulu bütün haberlerden uzak tutmak, mesleğimizin gerekçesi ve görevimizdir.