Kolesterol pazarında büyük paralar döndüğünü söyleyen Prof. Dr. Küçükusta; 'Antalya ve Belek gibi yerlerde gereksiz kongreler yapılıyor. Hepsi plajda... Firmalar bedava Antalya'ya götürüyor Her şey bedava. Doktorların şuur altına manevi baskı var. Bir fincan kahve bile rüşvettir' diyor.
Laboratuvar sonuçlarına göre yüksek çıkan kötü kolesterole hemen ilaç verilmesinin nedeninin ilaç firmalarının satış stratejisi olduğunu öne süren Prof. Dr. Küçükusta "Kolesterolü yükselten sebebi araştırmak lazım" diyor. Prof. Dr. Küçükusta sözlerine şöyle devam ediyor:
'TIP YÖNLENDİRİLİYOR' "Günümüzde ilaç endüstürisinin temel yöntemlerinden bir tanesi, herkesin ilaç kullanması. Doktorlar ve tıp, ilaç sektörü tarafından bu şekilde yönlendiriliyor. İlaç endüstrisinin kolesterol ilaçları satışı az geldi ki; kolesterol eşiği düzeyleri giderek alta çekilmeye başlandı. Kolesterol düzeyinin yüksekliğiyle kalp hastalıkları ve kalp krizlerinden ölüm arasında doğru orantılı bir ilişki yok. Birçok hasta var; felç geçirmiş, kalp krizi geçirmiş. Bakıyorsunuz, kandaki kolseterol normal sınırlarda. Ama öteki adam var; yiyor, içiyor, kolseterolü de yüksek ama kalple ilgili bir şikayeti yok. Kolesterol yüksekliği tek başına bir gösterge değil, hatta özellikle 60 ve 70 yaşın üzerinde kolesterolü yüksek olan kimselerin yaşama şansı daha yüksek. Ancak kalp krizi geçirenler mutlaka kullanmalı." Prof. Dr. Küçükusta firmaları tarafından yapılan kongrelerin ilaç satış stratejisi olduğunu savunarak "Tıp dünyası ve ilaç firmaları arasında çok iyi bir ilişki var. Bunlar tabii ki, silah dayayıp da doktorlara ilaç yazdırmıyor. Çok sempatik, sevimli yollarla yazdırıyorlar. Bir hediye, cep telefonundan bilgisayara... Ama bir fincan kahve bile bir rüşvettir bence, tek kalem bile rüşvettir. Bu yüzden bir kongre turizmi doğdu. Yapacaksanız İstanbul'da yaparsınız; kongre saraylarında yaparsınız, gelen gelir" diyor. Prof. Dr. Küçükusta aynı yöntemlerin reflü, kemik erimesi ve depresyon ilaçları için de uygulandığını öne sürüyor ve ekliyor: "Önemli olan hayatınızdaki aksikliklere kafayı takmadan stressiz, doğal bir yaşam sürmek ve zararlı yaşama alışkanlıklarının değiştirilmesidir."