Bir gözü öbür göze düşman etmenin bütün kolları harekete geçirilmişken...
Yan gözle bakanın vay haline!
Böyle bir ülkede demokrasi de, lunaparktaki atlı karıncalar gibi, kendisini kovalayanı kovalar.
İhtilali ihtimal bellemekle, iktidarı iltimas bellemek arasında hiçbir fark yoktur.
Hem romantik hem platonik olabilir ama...
Hem Romeo hem Juliet olamaz insan.
***
Herkesin gücü ortadayken, insanlık utancı bir sloganımız vardır.
"Sen benim kim olduğumu biliyor musun?"
Misilleme demokrasisi derler adına, linç devriyeleri köşeleri tutmuştur.
Politikacıya dava açılır, "Nerede bu demokrasi?"...
Gazeteci gözaltına alınır, "Alın size demokrasi!"...
Bir gün hepimize gerekecek olan yasaları ve kurumları hiçe sayanların harika eseridir bu.
Hem suçlu hem güçlü olabilir ama...
Hem savcı hem sanık olamaz insan.
***
Ata yadigarı değerlerin üzerinde tepinenlerin, her türlü hakka sahip olduğu ülkede, minarenin kılıfları hazırdır.
Vatan savunmasında birinci derece sorumlu olması gereken gazeteler, meselenin çıkar kanadındadır.
Basın özgürlüğüne vurulan darbeyi, Ankara havasıyla göbek atarak karşılar düzen televizyonları.
Öznesi paradır cümlelerin.
İdeal model ihanettir.
Başlar ayak, ayaklar baş olabilir ama...
Hem vejetaryen hem yamyam olamaz insan.
***
Televizyon dizilerinin karşısında uyuyakalanlar ülkesinde, insanların kendilerini uyandırması mucizedir.
Çember daralmaktadır.
Ülke bir iç savaşın eşiğine sürüklenmektedir.
Ve hâlâ soysuz futbol muhabbetleri ve hâlâ kansız magazin şerbeti...
Yakılan ormanın kendilerini yakmayacağını sanır izleyiciler.
Hem kel hem fodul olabilir ama...
Hem tutuklu hem gardiyan olamaz insan.
***
O yüzdendir ki...
Böyle bir memlekette demokrasiden beklenen...
Köre adres soran, sağır ve dilsizin beklentisidir.