Zenginlerimizin sayısı gittikçe artarken, yoksullarımızın sayısı daha hızlı artıyor. Fakat basında yoksulların sayısındaki artışı değil zenginlerin sayısındaki artışı görüyorsunuz. Yoksullar hakkındaki haberler genelde yapılan yardımların, verilen sadakaların ne kadar arttığı şeklinde. Kimse bunun sadaka kabul edenlerin sayısının da bu kadar arttığı anlamına geldiğini düşünmüyor. Kayıtdışı ekonominin bir tarafı da devletin sadakasından yararlanmak. Nasıl mı oluyor? Edirne'de bir işe girip çalışmaya başlayan bir vatandaşımızın işvereni hemen sigortasını yaptırır. Aradan bir süre geçer, bu işçinin kalabalık olan bütün ailesi işyerinin önüne gelir, işverene verip veriştirirler. İşveren çıkıp dışarıya ne olduğunu sorar. Aldığı yanıt karşısında donar kalır. Gelenler işçi sigortalı olduğu için yeşil kartı iptal edilen akrabalardır. İşçisini sigortalı yaptı diye kendisine kızmaktadırlar. Yani çalışan ve onun yakınları kayıtdışı çalışmayı tercih ediyor. Seçimin üstünden 8 ay geçmeden birileri kendi hatalarını nasıl oya çevireceklerinin hesabını yapıyor. Haksızlıklar, hukuksuzluklar hep yapana kazanç sağlıyor. Kimse uzun vadede ülke yararını düşünüp, sorunları her yönüyle ele alıp, çözüm üretmiyor. Sadece yönetenler için değil, yönetmeye aday olanlar için de çözüm üretme sorumluluğu ve zorunluluğu var.